Bu yazıyı paylaş
Dedim ya bu Zen ustaları bir gariptir diye. Soru sorarsın, ya sana cevap vermez ya da öyle bir cevap verir ki sorduğuna pişman eder adamı. Bu çetrefilli yolda soru cevapla, lafla lakırdıyla öğrenilecek çok bir şey yoktur çünkü. Esas olan deneyimdir. Tecrübe etmediğin bir şey üzerine derin felsefi sohbetlere girmek iyidir, zihni besler. Toprak gibi… Ama çiçeğin açması için güneş, su ve daha birçok şey lazımdır. Yaşamak lazımdır.
Yakın zamanda, toprağımızı biraz besleyecek, gözler üzerinde biriken ince toz tabakasının uçuşmasına yardımcı olacak birçok güzel ve keyifli anektodu bir araya getirmiş bir blogla tanıştım. İşte o küçük çakıl taşı hikayelerinden biri;
Büyük Usta Joshu Shinshai, yeni gelen bir keşişe “Buraya daha önce gelmiş miydin?” diye sormuş.
Keşiş, “Hayır, efendim,” deyince de “Otur madem bir fincan çay iç,” demiş.
Sonra başka bir keşişe dönüp “Sen buraya daha önce gelmiş miydin?” diye sorunca zaten bir süredir manastırda bulunan keşiş şaşkınlıkla “Evet, efendim,” diye cevap vermiş.
Joshu ona da “Otur madem bir fincan çay iç,” demiş. Tüm bu olup bitenleri gören baş keşiş, Usta’nın yanına sokulup, “İki keşiş de size farklı cevaplar verdiği halde nasıl olup da ikisine de oturup bir fincan çay içmelerini öneriyorsunuz, efendim?” diye sormuş.
Joshu “Baş keşiş sen daha hâlâ burada mısın?” diye bağırmış.
Baş keşiş “Evet, efendim,” deyince de Joshu “Otur madem bir fincan çay iç,” demiş.
Bunun gibi bir çoklarını okumak için geçitsiz geçide bir göz atmanızı tavsiye ederim.