Sensei’m blog için bir şeyler yazmamı istediğinde bir süre bekledim. Yolculuk henüz başlamıştı; duygu ve düşüncelerimin olgunlaşması gerekiyordu.
Aikido benim için aşktır. Hiç ilgilenmemiş insanlara anlatırken bile bana nasıl bu kadar sevebilirsin demelerinden anlamıştım.
Şimdilik temel hareketleri çalışıyoruz. Zihni ve bedeni tek noktada odaklamayı, izlemeyi öğreniyoruz. Çünkü sensei hareketleri ne kadar tekrarlasa da, yapmaya başladığımızda aslında izlemediğimizi, öğrenilmiş, kazanılmış duygu ve düşüncelerle takip ettiğimizi fark ediyorum.
Aikido yolculuğum ilerledikçe, yaş aldıkça ulaştığım duygular gibi öğretiler de değişecekti; biliyordum. Yaşadığımız dünyanın kaos ortamı içerisinde vücudumuzun her bir organı kendi başına buyruk alışagelmiş davranışlar sergiliyordu. Ayaklarım yürürken zihnimde uzak, ellerim tamamen bağımsız, akciğerlerim ise nefes aldığının farkında bile değildi.
Uyum (ai) ve enerjiyi (ki) sensei’lerimde görünce istediğim şeyin tam da buna ve ötesine ulaşmak olduğunu anlamıştım. Böylece benim için Aikido başlamış oldu. Kendime yaptığım meşakkatli, zorlukları olabilecek bir yolculuk bu. Sabırlı ve istekli olmam gerektiğini biliyordum.
Nefese odaklanmak gerekiyordu. Aldığın nefesin son nefesin olduğunu bilsen nasıl alırdın acaba diye bir soru çaktı zihnimde.
Dojonun dışında yaptığımız sohbetlerde sensei’m Aikido ile ilgili daha derin bilgiler paylaşıyordu. İlerledikçe anlıyordum ki dojo kıyafetlerini giymek bile zihnimi çalışmaya hazırlıyordu.
Her şeyi dojonun dışında bırakıp girmek gerektiğini fark ettim. Tam bir teslimiyetle kendini yola bırakmadıkça ulaşılmazmış görünüyor. Alışkanlıkların, öğrendiklerin, öğretilmeye çalışılanlar, kazandıkların, sanıların hepsini hepsini tataminin dışında bırakmalıydım.
Selamlaşmalar, nefese odaklanma ve kasların farkına varma, ısınma egzersizleri, duruşunu düzeltme, zihnin harekete odaklanması…Zihni bir kaplanın avcı olma durumunda tutmayı başarma. Sadece kendi gücümü ve enerjimi kullanmaya odaklanmalıyım. Ukemi benim farkındalığımı arttırmak için var.
İlerledikçe neler yaşayacağım henüz bilemiyorum. Tam bir uyum içinde beni hiçlik noktasına ulaştırıp, sonsuz enerjiyi kullanabilme yolculuğunda aşamaları tecrübe edip göreceğim.
Aikido, kişinin kendinin farkına varması adına çıktığı içsel yolculuğun isim bulmuş hali. Savaşçı ruhuna ulaşıp, onu mutlak enerji ile doldurup öfke, kaygı, kızgınlık, kazanma kaybetme duygularından arındırıp vücut bulmuş hali olarak yaşayabileceğim gelecek günlere…