Yakın zamanda kız arkadaşımın 13 yaşındaki oğluyla (yutkundum… neredeyse üvey oğlum?) Aikido eğitimine başladık. İçe dönük, sanat yönü kuvvetli bir çocuk. Vücudunu zihniyle daha fazla bağdaştırması gerekiyor – ama rekabet olmadan. Aslında bana 13 yaşındaki halimi hatırlatıyor
Yaklaşık bir aydır, “zihnimizle bedenimizi uyumlandırmak” için Aikido’ya gitmek haftalık etkinliğimiz oldu ve bu ikimiz için de gerçekten faydalı ve sağlıklıydı.
Aikido gitaristler için mükemmel bir seçim değildir. Çok sayıda bilek, dirsek ve omuz hareketi (ve başkalarıyla pratik yaparken bükülmeler) var. Ancak çalışmalardaki herkes çok saygılı ve birbirini incitmemeye dikkat ediyor.
Öğretmen genç bir usta ve ben de tekrar öğrenci olmaktan keyif alıyorum. Sessiz bir öğretmen olduğu için öğretme yöntemi olarak sözlerden çok hareketleri kullanıyor. Bazı cümleleri sadece birkaç kelimeden oluşuyor: “Ayağın… kaburgaların… kötü.”
Son dersimizde bana gitar çalmakla ilgili harika bir ipucu verdi!
Aikido becerisine sahip ufak tefek bir kadının bile iri ve güçlü bir adamı alt edebileceğini açıkladı. Aikido hareketlerinin hepsi beceriye dayalıdır. Kaba kuvvete dayanmaz. Teknik ve denge merkezlidir Aikido çalışan biri, sırf kaba güç kullanan birini alt edebilir. Bir aydınlanma anı yaşadım… gitar çalmak da aynı olmalıydı.
Gitar çalarken parmak tekniklerini doğru prensiplere göre kullanmamız gerekiyordu – kuvvete dayanmadan.
O günün erken saatlerinde gitar çalmakla ilgili bir hayal kırıklığı yaşamıştım… boom chick* tekniklerinde daha hızlı bir tempo yakalamak için boğuşuyordum – ve birkaç gündür yaptığım pratik bir timsah güreşine benziyordu.
*Ç.N: Gitarda boom: baş parmakla yapılan tel çekme, chick: aynı anda üç parmakla yapılan tel çekme.
“Fiziksel güç kullanmaya gerek yok” ve “en kuvvetli hareket doğru teknikle olur” şeklindeki dostça hatırlatmadan sonra, ampül yandı: müzikal ve teknik anlamda. Bir sonraki çalışmam “İşe yarayan nedir? İşe yaramayan nedir? Ve neden?” sorularının sakin bir araştırmasıydı. Yaklaşık bir saat içinde notalar tam olması gerektiği gibi çıkmaya başladı. Vay canına!
Güç ve Kuvvet arasındaki fark budur.
Güç, sessiz bir halde en yüce amaca hizmet etmek için sessizce bekler. Uygun bilgi ve teknikler sayesinde, kişi Gücü bulur. Güçte ego yoktur.
Kuvvet, kısa bir süre sonuç verebilir, ancak uzun vadede bunu başaramaz. Ego tarafından yönlendirilir.
Sonunda kuvvet (ego, kapasite ve çaba) kaybeder ve Güç kazanır (bilgi, fizik ve merkezlenme).
Büyüleyici bir bilimsel ve ruhsal okuma için David Hawking’in “Güce Karşı Kuvvet” kitabını öneririm.)
Adam Rafferty
