Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Aikido ve Sıçan Yarışı

Sensei David Lynch’in izniyle, 1995-2005 yılları arasında Hakama Dergisi’nden yayınladığı makaleleri yeniden yayınlıyorum. David Lynch, Japonya’da Aikido’nun büyük öncülerinden bazılarıyla 18 yıl boyunca çalıştı ve ardından doğum yeri Yeni Zelanda’ya geri dönerek öğretmenlik yaptı. Yazılarının, Aikido’nun kimliği ve yönü konusunda belirsizliklerin olduğu günümüzde değerli iç görüler sunacağına inanıyorum.
– Gerald Lopez –

Aikido’nun ne olmadığını söylemek, aslında ne olduğunu söylemekten daha kolaydır.

Kültürümüzde Budo (dövüş sanatları) için önceden bilinen bir örnek olmadığından, sanatımızı “rekabetsiz”, “saldırgan olmayan”, “bir spor değil” gibi olumsuz terimlerle tanımlamak zorunda kalıyoruz. Bu ifadeler, birçok insan için şaşırtıcı ve çelişkili olabilir. Saldırgan olmayan bir savaş sanatı nasıl olabilir ki? Sonuçta, “martial” kelimesi “savaşa özgü” anlamına geliyor. Ve kazanma şansınız olmayan bir şeyi yapmanın eğlencesi nerede?

Aikido yapan çoğu insan için bu sorular, eğitim sürecinde kendiliğinden çözülür. Cevapları sözlü olarak versek de veremesek de bu sorular önemsiz hale gelir ve aksine, insanların bunları bu kadar ciddiye almasının oldukça garip olduğunu düşünürüz.

Bu özellikle “en etkili” savaş sanatının hangisi olduğu üzerine yapılan tartışmalarla ve bir sanatın diğerine karşı “en iyiyi” aradığı uluslararası yarışmalarla karşılaştığınızda daha da belirgindir.

Bazı insanlar yaratıcı ve rekabetsiz bir yaklaşımın gerçekçi olabileceğine asla ikna olmayacak. Toplumun rekabete dayalı olduğunu ve bunun dışında düşünenlerin rekabetçi dünyada -yani sıçan yarışında[1] ciddi şekilde dezavantajlı olacağını savunacaklar.

Merak ediyorum. Bu tür insanlar devam eden savaşlarının sayısı, yoksulların acınası durumu ve “en üstün” silahın tehdidiyle toplu yok oluşun tehlikesi göz önüne alındığında, büyük rekabetçi toplumların gerçekten başarılı olup olmadığını sorguluyorlar mı acaba?

O-Sensei Morihei Ueshiba Aikido’yu derinlemesine inceleyerek kurdu, “etkili” (yani yıkıcı) teknikleri arayarak değil.

O yoldan geçmiş ve yetersiz bulmuştu.

Bize geçen sanat, derin bir içgörünün ürünüdür ve bu sayede “Aiki sevgidir[2] diyebilmiştir. Bu, Aikido’nun ne olduğuna dair rehberimiz olmalı. Sadece savaş tekniklerine dar bir odaklanma ya da diğer dövüş sporlarıyla teknik karşılaştırmalar yapmak yerine.

Kuşkusuz, söylemek yapmaktan daha kolaydır. Ancak ilkelerimize bağlı kalarak en azından Aikido’nun ne olmadığını net bir şekilde görebiliriz ve bu yüzden yan konularla zamanımızı harcamak zorunda kalmayız.

Hayatta sıçan yarışından daha fazlası var.

Sensei David Lynch
(Ocak/Şubat 1996 — “Sıçan Yılı”)

Çevirmenin notu:
[1] Sıçan yarışı, sonsuz, kendi kendini yenilgiye uğratan veya anlamsız bir arayış anlamında kullanılır.
[2] Sevgi anlamına gelen “Ai” kelimesinin kanji yazılımı “愛” şeklindedir. Aikido içinde geçen ve karşılaşma, buluşma, uyum, birliktelik anlamlarına gelen “Ai kelimesinin kanji yazılımı ise “合” şeklindedir. Yani O-Sensei Morihei Ueshiba “Aikido sevgidir” derken bir kelime oyunu yapmıştır. “Ai” kelimesinin farklı anlamları Türk Aikido Dergisi sözlüğünü ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: Mindbody Aikido – Aikido and the Rat Race – Sensei David Lynch
Çeviren: Oğuzhan Yılmaz
Kapak FotoğrafıPexels DSD

Bir yorum bırakın

Total
0
Share