Uzak coğrafyalara doğru, kadim bilgilerin, mucizevi ve uhrevi yerlerin keşfine yolculuğa çıkmak en çok da kendini yolculuğa çıkmaktır. Göktuğ Canbaba Ayyaş Buda kitabında bizlere Türkçe beat edebiyatı tadında bir yolculuk yaptırıyor. Kadim ve bilge kişilerin objelere, tapınaklara, efsanelere dönüştüğü ve özünde kendi içsel arayışımızdaki karanlıklara ışık tuttuğu bu hikayeler dünyasına hoşgeldiniz.
Kitabı ilk elime aldığımda Vipassana kursundan çıkmış ve eve dönmüştüm. Bİr seneden fazladır gözüm kayıyor ama elime almıyordum. Hadi dedim şimdi bir de buradan bakalım.
İki kişilik ve çok içsel yolculuklu kısa hikayelerden oluşan kitap sizi mistik coğrafyalarda zihnin karanlık sularına absürd ve gerçeklik arası yerlerden yakalıyor. Mizahla, rüyaların; inançla, mistikliğin arasında dev dalgalarla gülmekle düşündürmek arasında karaya oturmuş bir kayıkta yolculuğa çıkarıyor.
Tayland, Nepal ve doğunun mistik coğrafyalarında belgesel hissinden uzak insanın zihin bulanıklığına bakmaya bir fırsat. Bir tapınağa ulaşırsanız aydınlanıp da Buda’nın fısıltısını duyabilirsiniz, bir anda bir otel odasında uyanabilirsiniz. Ya da kendinizi delice süren bir yerel otobüste farklı insanlarla bir arada görseniz de zihnin karanlık köşelerinde labirentten çıkmaya çalışıyor olabilirsiniz.
Hikayelerden birinde yerel halk Ferit karakterine içkilerinden ikram ediyor ve onun ayakta kalışına şaşkınlıkla bir Buda olduğunu sanıyorlar. Kendisi çoktan içkideki zehirden yıkılması gerekirken ayyaşlığı ile halkın gözünde sallanan bir Buda olarak yerini alıyor.
Hayatta bazı yolculuklar kendimizi keşfetmemiz için aslında yeterli oluyor. Ulvi ve bilge kişilerle karşılaşmak için uzaklarda aradığımız tam da içimizde oluyor.
“Nehrin sonunda aradığın şeyi bulacaksın. Hayatının amacına ulaşmana az kaldı,” dedi adam ve gülümsedi yine. Kayıkçıya her ne kadar öfke duysam da adamın gülümseyişinin beni rahatlattığını kabul etmemek insafsızlık olurdu. Net cevaplar vermiyor, bir kayıkçıdan ziyade bir bilge gibi davranmaya çalışıyordu. Hayatım boyunca sinir olmuştum böyle adamlara. Kayıkçı kayıkçı, bilge de bilge olmalıydı. Bilge bir kayıkçı değildi o an istediğim, ama adamın gülümsemesi nasıl oluyorsa Buda’nın ışığı gibiydi; duru ve sonsuz huzur vericiydi yine de…
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Çevrenizde, mahallenizde ya da yakınınızda böyle insanlarla karşılaşıp da içinizden “sen de nerden biliyorsan bunları” diye geçirmiş olabilir ve aslında tam da o noktada kendi benliğiniz ya da egonuzla çarpışmakta olduğunuzu es geçebilirsiniz. Tam da sessizlikte meditasyon salonunda otururken içerde hiç susmayan sesler gibi. Kendimizle tartışıp, kurgulayıp bir de buna inanıp sonra da büyük reddedişler ne kadar da tanıdık. Her bir yolculuk, hele de dilini, kültürünü az bildiğiniz yerlerde kendiniz gibi olmaya çalışırken, yüce bir gücü, huzuru ararken bulduğumuz aslında tam da kendi tozlu çekmece köşelerinde birikmiş parçalarımızdır.
Hikayeler aktıkça Ferit karakteri hayatı da ölümü de ciddiye almayan, bizi çileden çıkarak rahatlıkta bir sıradan bilge olarak gelişiyor ve bazen de sözleriyle öfkelendiriyor, kaçmak istediğiniz ama bir türlü de peşinizi bırakmayan bir düşünce gibi sol omzunuzda size fısıldıyor.
“Arayınca bulamazsın”
Sizleri bu kendine yolculuk yapan gezginlerin satırlarına davet ediyorum. Kendimize bakmak ve basitçe kavrama için daha çok yolumuz var. Kaç meditasyon, kaç bin kilometre sonra ulaşacağımızı hiç bilmediğimiz bir gerçeklik var ki aslında tam da içimizde.
Keyifli okumalar dilerim.
16 Nisan 2024 / Yağmur Kutlar
Göktuğ Canbaba Hakkında
Göktuğ Canbaba, 1981 yılında Ankara’da doğdu. 2006 yılında Anadolu Üniversitesi Basın-Yayın Bölümü’nden mezun oldu. Lisans öğrenimini “Şarap ve İnsan” adlı belgesel fotoğraf projesiyle tamamladı. Uzakdoğu’da uzun soluklu birçok seyahate çıkıp kişisel fotoğraf projeleri üzerine çalıştı. İlk romanı olan Ozanın Şarkısı 2007’de yayımlandı. Tılsım-ı Kudret 2010’da, İşeyen Atmaca 2013’te, Ayyaş Buda 2016’da raflardaki yerini aldı. Öykü Gazetesi, OT, Dünyanın Öyküsü, Vagon, Yabani gibi dergilerde öyküleri yayımlandı. Aynı zamanda çocuklara da yazan Göktuğ Canbaba’nın Fener Balığının Kayıp Işığı, Valizdeki Kedi, Arayış Ormanı adındaki eserlerinin de aralarında bulunduğu Doğan Egmont’tan çıkan yirmi çocuk kitabı var.
Written by
Yağmur Kutlar
2011 yılından bu yana Yoga pratiğini sürdürmekte, farklı beden çalışmalarından beslenirken, çocuklar ve yetişkinlerle hareket odaklı paylaşımlar yapmaktadır. “Sade bir yaşam” arayışıyla yola düşüp farklı topluluklarla yaşamayı ve birlikte üretmeyi deneyimledikten sonra şu anda Küçükkuyu-Edremit arasında salınmaktadır. Okumaya, paylaşmaya, hareket içinde araştırmaya devam ederken “birlikte yapmanın” peşindedir.