Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Buda’nın Aikido Sensei’ne Öğütleri

Manen olgun bir öğretmenin 5 özelliği

Eski zamanlarda Budistler öğretmenlere “Kalyanamitta”, yani “Yüce Dost” derlerdi. Bu ifadeyi çok severim; çünkü gerek öğretmen ile öğrencinin üstlendiği roller gerekse bu kutsal ilişkinin yaşamı nasıl etkilediği üzerine farklı bir bakış getirir. Bu yazımda Buda’nın bir “Yüce Dost”ta bulunması gerektiğini söylediği 5 özellikten söz edeceğim. Aikido ulu bir yol olduğundan bu ilkelerin Aikido öğretmenlerini özellikle ilgilendirdiğini düşünüyorum. Okuyacaklarınız Buda’nın Aikido Sensei’ne öğütleridir.

Aikido ile uğraşan biri olarak ulu bir yolda yürümektesin. Kusurlu bir insan olarak yürüdüğün bu yol, kusursuzluğu gerektiriyor. Ulu bir yolda yürümenin gerektirdiği kusursuzluğun gerilimi ve insanlığından kaynaklanan kusurların… İşte zihnen, bedenen, kalben ve ruhen büyümen için gerekli koşullar bunlar.

Bu bir arınma yoludur ve arınma süreci seni adım adım olgun bir öğretmen olmaya yaklaştırır. Öğretme yöntemin nasıl olursa olsun, böyle bir yolda olgunluğa eriştiğinde 5 özelliğin ön plana çıkacak ve içinde parıl parıl parlayacaktır. Sana aynı yolda başkalarına rehberlik etme hakkını verecek olan da işte bu 5 özelliktir.

Bunlar manen olgun bir öğretmenin sahip olduğu 5 özelliktir.

1.Olgun Bir Öğretmen Cana Yakındır

Olgun öğretmenlerin öğretme biçimleri “sevecenlik” ile “bilgelik” arasında bir yerdedir. Sevecenlik yanı ağır basan bir öğretmen, sonsuz destek verdiği öğrencileri ile çalışmalarını sevgi ve ilgi çerçevesinde yürütür. Bilgelik yanı ağır basan öğretmenler ise disiplinli ve sert bir tutum sergileyecek, sık sık öğrencilerine potansiyellerini gerçekleştirmeleri için meydan okuyacaklardır.

Bir öğretmen bu ikisinden hangisine daha yakın olursa olsun,  onu cana yakın kılan bir şey vardır. Bu belki içtenliği ve hoşgörüsü, belki zihninin berraklığı ve belki de yalnızca varoluş biçimidir. Nedeni ne olursa olsun, öğrenmek için kendisini seçen öğrencilerine göre o cana yakın bir öğretmendir.

Savaş sanatı ile uğraşanlarda, genel anlamda, disiplinlilik yönü ağır basar. O’Sensei’nin bile bir anda esip gürleyebildiği söylenmektedir. Bununla birlikte, kendisi aynı zamanda tüm dünyayı kucaklayan, sınır tanımaz bir kalbe de sahiptir. Aikido’su bir sevgi sanatıdır ve sevgisini ifade ediş biçimi bugün bile öğrencilerinin kalbine dokunmaktadır.

Yaşadığı çağdan ve mekândan bağımsız olarak, her usta çağrıyı duydu ve yer ve gök ile uyuma kavuştu. Fuji Dağı’nın doruğuna ulaştıran pek çok yol bulunur, ancak yalnız bir doruk vardır; SEVGİ!
MORIHEI UESHIBA

2.Olgun Bir Öğretmen Sevginize Layıktır

Cana yakın olmak ayrı şeydir, sevgiye layık olmak apayrı. Öğrencinin sevgisini hak eden bir öğretmen olmak, yaşamını üst etik ve ahlak ilkelerine bağlı kalarak sürdürmek demektir. Bu da gerek söyleminizin gerekse davranışınızın yapıcı olacağı ve kasten başkalarına bir zarar vermeyeceğiniz anlamına gelir.

Öğrenci, belli bir miktar gücü izinden gittiği öğretmenin ellerine teslim eder. Ne yazık ki nüfuzlarını kötüye kullanarak öğrencileri ile aralarındaki ahlaki ve etik sınırları aşan cana yakın öğretmenler de olmuştur. Aikido dünyasının içinde ve dışında bu durumun örneklerine rastlamaktayız. Bu durum gerek öğrenciye gerek öğretmene gerekse Aikido sanatına büyük zarar vermektedir.

Bir öğretmen ve Yol’da yürüyenler için örnek teşkil eden biri olarak, üst etik ve ahlak ilkelerine bağlı kalmalısınız. Etik ve ahlak ilkelerini ihlal ettiğinizde ise (en nihayetinde siz de bir insansınız) hatanızı kabullenmeniz son derece önemlidir. Vermiş olduğunuz her türlü zararı telafi etmekle yükümlüsünüz.

Öğretmen olarak sorumlu olduğunuz şeylerden biri de bu ilkeleri içtenlikle korumaktır. Böylece öğrencilerinizi, içinde yer aldığınız topluluğu, sanatınızı ve kendinizi korumuş olacaksınız. Bağlı olduğunuz üst etik ve ahlak standardı, her yönüyle öğrencilerinizin sevgisine layık, ışık saçan bir örnek oluşturacaktır.

Sandal ağacı, zakkum ya da yasemin bitkilerinden yapılmış bir parfümün kokusu rüzgârda yitip gider. Erdemin kokusu ise rüzgâra karşın dünyanın bir ucundan diğerine yayılır.                    
BUDA

3.Olgun Bir Öğretmen Hem Teoride Hem de Pratikte Son Derece Deneyimlidir

Yeni bir hedefe ulaşmada iyi bir haritaya sahip olmak çok önemlidir. Ancak hepimizin bildiği gibi, haritaların üzerinde yürümeyiz. Hedefimize ulaşmak için bir noktada haritayı kaldırıp yola koyulmamız gerekir. Uygulamaya geçmemiz gerekir.

Sanatını (Aikido vb.) görece ileri bir seviyeye taşımış olan tüm öğretmenler için geçerli bir şey vardır: istisnasız her biri antrenmana zaman ayırır. Genellikle üst düzey öğretmenlerin rehberliğinde yıllarca (ve belki de on yıllarca) çalışırlar. Ancak yıllar boyunca durmaksızın antrenman yapmak bile, tek başına, üst seviyelere ulaşmanıza yetmeyecektir. Hedefinize ulaşabilmeniz için, aynı zamanda, sağlam bir kuramsal alt yapıya da ihtiyacınız vardır.

Teori ve pratik, harita ve yol gibidir. Gelişimin her aşamasında birbirlerini destekler ve pekiştirirler. Olgun bir öğretmen olarak, pratiğin temelinde yatan teoriyi açıklayabilmeli ve teoriyi pratiğe dökebilmelisiniz. Her ikisinin de değerini bildiğinizden, aynı gelişim yolunun birbirini tamamlayan yönleri olarak teori ve pratiğe saygı duyarsınız.

Olgun bir öğretmen olarak, pratiğin temelinde yatan teoriyi açıklayabilmeli ve teoriyi pratiğe dökebilmelisiniz.
MILES KESSLER SENSEI

4.Olgun Bir Öğretmen Söylemesi Güç Şeyleri Dile Getirebilir

Bir öğretmenin bilgeliği ustalıkla öğrencilerine aktarabilmesi çok önemlidir. Doğru zamanda doğru kelimeleri kullanmak (ya da duruma göre hiçbir kelime kullanmamak) öğrencide bir bilinçlenme sürecini tetikleyebilir. Yerinde kullanılan bir kelime ile öğrencinin yıllarca bir yere varmayan, dolambaçlı yollarda zaman kaybetmesini, yerinde saymasını ya da gerilemesini önleyebilirsiniz. Bunu gerçekleştirebilmek için de söylemesi güç şeyleri dile getirebilme yeteneğine sahip olmalısınız. Meditasyon öğretmenim rahmetli Sayadaw U Pandita, söylemesi güç şeyleri dile getirebilme yeteneğinin iki anlama geldiğini öğretmişti:

  1. İlk olarak, gerektiği takdirde öğrencilerinize sert davranabileceğiniz anlamına gelmektedir. Bu, gerektiğinde onları uyarmayı ya da onların iyiliği için biraz olsun acımasızca davranıp gerçeği olduğu gibi söylemeyi de içermektedir. Bu durum, hiç kuşkusuz, kısa vadede öğrencinin tadını kaçıracaktır; sizi bırakıp gitmesi bile söz konusudur. Bununla birlikte, onlar için oldukça rahatsız edici olabilse de gerçeği bu şekilde dile getirmek öğrencilerinize acı vermeyecek, yalnızca zaten var olan ancak inkâr edilen acıyı gözler önüne serecektir. Öğrencinin iyiliği için zamanında dile getirilen acı bir söz onu gereksiz yere ıstırap çekmekten kurtarır. Bir öğrencinin kendisine ya da başkalarına zarar verdiği belli bir duruma ilişkin gerçeği açıkça görüyorsanız ve bunu onlara söylemek öğretmenleri olarak size düşüyorsa, onlarla yüzleşmek artık sizin boynunuzun borcudur. Onlar için duyması, sizin için söylemesi ne kadar güç olursa olsun.
  2. Söylemesi güç şeyleri dile getirebilme yeteneğinin ikinci anlamı ise Aikido’nun temel kavram ve ilkelerini yakalamak ve her öğrencinin düzeyine göre onları açık ve basit bir dille aktarmaktır. Olgun bir öğretmen öğrencisinin bulunduğu noktayı ve sahip olduğu potansiyeli sezgisel olarak bilir. Öğretirken öğrencilerinizin ne zaman gerileme gösterdiklerini görmelerine yardımcı olur, bulundukları noktayı doğrular ve onlara gelişmeyi sürdürdüklerinde ne ile karşılaşacaklarını gösterirsiniz. Aikido’nun karmaşıklığını öğrencilerinizin anlayabileceği ve pratiğe dökebileceği biçimde aktarabilir ve gösterebilirsiniz.
5.Olgun Bir Öğretmen Yalnızca Öğrencilerinin Yararını Gözetir

Olgun bir öğretmen olarak yalnızca öğrencilerinizin yararını gözetirsiniz. Sizi öğretmeye iten şey maddi kazanç elde etme ya da şöhrete kavuşma arzusu değil, gurur değildir. Dahası, öğrettikleriniz öğrencilere herhangi bir yükümlülük getirmemeli, öğrenciler karşılığında bir şeyler vermeleri gerektiğini düşünmemelidir. Önemli olan öğrettiklerinize saygı duymaları ve uygulama yolunda içtenlikle ilerlemeleridir. Geri kalan her şey ikincildir. Geleneksel Asya kültürlerinde, öğretmenler para almadan öğretirler; öğrenciler de bunun karşılığında çeşitli bağışlarda bulunurlar. O’Sensei de savaşın hemen ardından yokluk içinde bir köy olan Iwama’da böyle yapmıştır. O’Sensei’nin öğrencileri arasında orada yaşayan yoksul çiftçiler de vardır; O’Sensei bu öğrencilerden para almamıştır. Öğrencilerinin O’Sensei’nin öğretilerine o ve ailesi için tarlalarından yiyecek getirerek karşılık vermeleri ile canlı bir değiş tokuş düzeni kurulmuştur.

Burada, modern Batı dünyasında, aldığımız hizmetlerin karşılığında bir ücret öderiz. Ancak bu paraya dayalı ödeme sistemi içinde bile saygılı, canlı bir değiş tokuş söz konusudur. Olgun bir öğretmen, hiç kuşkusuz, para üzerine kurulu böyle bir sistemde bile bu 5. özelliğe sahip olabilir. Önemli olan niyettir.

Olgun bir öğretmen olarak, bir yandan öğrencilerinize en iyi öğretilerinizi sunarken bir yandan da sürekli bunu ne niyetle yaptığınızı yoklamanız önemlidir. Çünkü öğrenciler için iyi öğretiler paranın, şöhretin ya da gururun çok ötesinde bir değer taşır. Bütün olgun öğretmenler bunu ifade eder.

Kendini sev ve uyanık ol. Önce kendini kanıtla, sonra başkalarına yol göster. Eğriyi doğrultmak için önce daha zorunu başarmalı, kendini düzeltmelisin. Kendinden başka efendin yok. Kendine hâkim ol ve efendini tanı.
BUDA

Buda’nın Aikido Sensei’ne öğütlerinin yolunuza ışık tutacağını umuyorum. Bir “Kalyanamitta”, bir Yüce Dost sizin için ne anlam ifade ediyor? Olgun bir öğretmenin bu 5 özelliğinin sizin yaşamınızdaki yansımaları nelerdir?

Gerçek şu ki hepimiz, tüm öğretmenler, aslında her daim öğrenciyiz. İlerlediğiniz bu yolda şans yüzünüze güler de bu 5 özelliğe sahip olan bir öğretmen (ya da öğretmenler) ile karşılaşırsanız, on(lar)a yakın olmalı, on(lar)dan öğrenmelisiniz.

Lakin size meydan okuduklarında (ki okuyacaklardır) ya da sizi huzursuz ettiklerinde (ki edeceklerdir), bunu yapmakla yükümlü olduklarını aklınızdan çıkarmayın. Minnettar olun, çünkü yalnız onların gözetiminde büyüyebilirsiniz.

Ananda, bir keresinde Buda’ya “Yüce Dostluk kutsal yaşamın yarısıdır.” demiş, Buda ise ona “Hayır, Ananda. Yüce Dostluk kutsal yaşamın bütünüdür.” diyerek karşılık vermiştir.


Miles Kessler Sensei’ye ait olan yazının aslını okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Çeviri: Alev Elçin Cankur

 

Leave a comment

0/100

Total
0
Share