Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

İnançlar 1.Bölüm

1969’da başlayan Dhamma çalışması boyunca Goenkaji, sorulan binlerce soruya cevap verdi. Bununla birlikte, her zaman en sevdiği cevabı şöyle hatırlamak gerekir:
“Gerçeği kendiniz deneyimlemelisiniz. Ancak o zaman sizin için bir gerçek haline gelir.
Aksi halde, sadece başka birinin gerçeğidir”.
Goenkaji Vipassana öğrencileri için gerçek cevapların ancak Vipassana’nın sürekli ve doğru uygulamasından gelebileceğini vurgulamıştır.
Bu bölüm, Vipassana Research Institute tarafından yayınlanan
Soru ve Cevap Bankası bölümünün çevirilerini içermektedir.

Soru: Ruhun (ātma) Dharma’sı nedir?

S. N. Goenka: Kendini gözlemle; içeride neler olduğunu bulacaksın. “Ruh” dediğiniz, “ātma” dediğiniz şey yalnızca zihnin tepki veren bir parçasıdır. Fark edeceksiniz. Ama yine de “ben” yanılsaması altında kalırsınız: “Bu ben’im, bakın, ben’im bu, ben, ben, ben.” Bu “ben” yanılsaması ve  arkasından tepkileri geçip gidecek ve siz acınızdan özgürleşeceksiniz. Bu felsefi inançları kabul etmekle olmaz

Soru: “Ātmā ölümsüzdür” deniyor. Nirvāna’dan sonra ātmā’ya ne olur? Eğer nirvāna’dan sonra mevcut değilse, ātmā’nın ölümsüz olduğu inancı yanlıştır. Bu konuyu biraz aydınlatır mısınız?

Mr. S. N. GoenkaĀtmā‘nın ölümsüz olduğuna inanmak felsefi bir inançtır. Kişi önce bir ātmā, bir ruh olduğuna inanmalı ve daha sonra da onun ölümsüz olduğuna inanmalıdır. Bu ikisi birbirine güçlü bir şekilde bağlıdır. Eğer ātmā veya ruh ölümsüz değilse, o zaman benim için işe yaramazdır. Ātmā’yı kabul ediyorum, çünkü birileri ölümsüz olduğunu söylüyor ve ātmā’nın “ben” olduğunu anlıyorum. Biri kulağıma fısıldıyor; “Bak, bu dünyada her şey ölümlü, her şey geçici ama sen kalıcısın, her zaman kalacaksın,” Bu inançla mutlu olduğumu hissediyorum, “Harika, ben kalacağım! Her şey, beden, akıl ve tüm evren geçip gidecek, ama ben kalacağım! “

Bu tarz düşüncelerin güçlendirdiği cehalet, bu büyük bağlılık “ben” kavramını geliştirmemize sebep oluyor. Bütün bu felsefi inançların oluşumunun arkasında bir sebep var. Ancak bizim işimiz, ” hayır bu yanlıştır” demek değil. Bunun üzerine tartışmalara girişmenin ve nedenlerini açıklamanın bir faydası olmaz. Aynı şekilde onaylamanın da bir faydası olmaz. 

Bunu bir kenara bırakın. Pekala, inanç ölümsüz bir ruh olduğu söylüyorsa, o zaman bu inancı araştırmama izin verin. Vipassana, kişinin beden çerçevesinde kendine ait gerçeği araştırmasından başka bir şey değildir. Karşılaştığınız ilk şey bedensel yapınızdır. Vipassana ile kaba yapıdan giderek daha ince ve daha da ince yapıya doğru ilerledikçe, nihayetinde her an ortaya çıkan ve geçip giden, çok küçük atomaltı parçacıkları deneyimlemeye başlayacağınız bir aşamaya varırsınız. Ve fark edersiniz; “Evet bu ātmā değil, çünkü ātmā ölümsüzdür ama bu ölümsüz değil.”

Benzer şekilde, tüm zihinsel yapıyı gözlemlemeye devam edersiniz. Kaba ve bariz olandan, ince ve en ince olana doğru gözlemlerken, zihinsel yapının da ortaya çıkan ve geçip giden dalgacıklardan başka bir şey olmadığını göreceğiniz aşamaya ulaşırsınız. Bu deneyimle, bir bilim insanı gibi gerçeğin ne olduğunu araştırıyorsunuz. Tüm zihin ve madde fenomeninin ortaya çıktığı ve geçip gittiği aşamaya ulaştığınızda – ve tüm bu süreç esnasında kirlilikler ortadan kalktığında – o zaman zihin ve madde alanını aşacağınız ve hiçbir şeyin ortaya çıkmadığı, hiçbir şeyin geçip gitmediği nibbāna denilen bir şeyi deneyimlediğiniz  aşamaya gelirsiniz. Bunun ölümsüz olduğunu söyleyebilirsiniz. Fakat o aşamaya ulaştığınızda “ben” olmayacak. Bu aşama her bir birey tarafından bizzat deneyimlenmelidir. Bu olmadan, yine sadece bir felsefe haline gelecektir.

Sadece beden çerçevesinde deneyimlediğiniz  gerçeği kabul edin ve ilerlemeye, hareket etmeye devam edin. Cevap gelecek ve Vipassana gelmesine yardım edecek. 

Kaynak : Vipassana Research Institute – A Store-House of Answers by Mr. S. N. Goenka

Bir yorum bırakın

0/100

Total
0
Share