Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Kendinden Yolculuk

Bir nevi meditasyon günlüğü -9-

Gün ağarırken gözlerim hafif karanlığa açılıyor. Rüyaların berraklaştığı ve bir o kadar da anlam arayışımın kaybolduğu yeni bir dönem. Beklentiler gelip gitse de yeniye, başlangıçlara ve dönüşümlere gebe bir dönem çiçekleniyor, bahar gibi.

Nereden başlayacağımı bilemediğim pek çok “tamamlanmamış” hallerin içinde yolculuğa çıkmak gibi. Bir sabah oturduğumda karmaşanın içine, onun türbülansını izleyebilmeye, sabretmeye, bırakıp yeniden başlamaya adım atıyorum. 10 günlük Vipassana kursundan sonra kocaman meditasyon salonunda tek başıma ya da kalabalık bir grupla oturmaktan elbette farklı kendi odamda oturmak. Her şey devingen, akışkan ve bazen de çok bulanık. 

Nehrin kıyısında oturup da akışını izlerken bedenin ve zihnin içindeki derinliklere, kuytu köşelere itinayla girip çıkıyorum. Nehir bazen coşkuyla akıyor ve onu izlemek bir keyif halini alıyorsa da buna kapılmadan kalmak, gözlemci zihni keskinleştirmek tek başına oturumlarda büyük bir kararlılığı getiriyor. 

İçerden yükselen sesleri duymaya, onların yorumları ve kurguları içinde kaybolmadan derinlerde bulanmış olanları görebilmeye başladıkça “durmanın” tüm “tamamlanmamışlıkları” kabulü getirdiğini görüyorum. Eskimiş parçaları söküp atmadan, onlarla ilişkimi değiştirerek ve kendimle olarak zorlandığım anlarda oturmaya devam ediyorum. Bedenim sarsılıyor, berraklaşan su yeniden bulanıyor ve özlemle beklediğim her şeye zaman vermeyi, biraz da vazgeçebilmeyi hatırlıyorum. 

İfade etmeden ve anlatmadan geçen 10 günlük sessizlik hayatın içinde de kararlı ve dengeli olma haline besliyor. Her gün ve her an kaybolduğumda nefesime dönmeyi bana fısıldıyor. Gün ağarmışken tüm gerçekliğin de bir çocuğun üflediği balon kadar anlık ve geçici olduğuna şahit oluyorum. Bir nefeslik balon, büyük ya da küçük de olsa havada süzülüyor ve sonunda patlıyor, su kabarcıklarına dönüşüyor. 

Aynı yolda yan yana ve kendi halinde yürümekte olmanın verdiği görünmez destekle suyun bir berraklaşıp bir çamurlanmasına, bir coşkuyla akıp sonra yeniden durulmasına bakıyorum. Hayatın içindeki canlılığın kendi bedenimdeki şahitliğini her durduğumda daha derinden hissediyorum. Ve yeniden, yeni hallerle harekete geçiyorum.

10 Nisan / Yağmur Kutlar

1 Yorum

  • erkin
    Yayınlandı 31 Mayıs 2024 at 08:02

    varlığın sessiz yanı, karanlığın güveni, doğurganlığı. sen bir çocuk, ışığın, sesin, hareketin, nefesin, varlıktaki eril dostların. bir hafiflik, yumruğunu gevşetince kendiliğinden hasıl olan. usulduru diye bir isim buldum meditasyon için, nasıl? :)

Bir yorum bırakın

Total
0
Share