Kendini İfade Edebilmek
İnsan neden savaş sanatlarıyla uğraşmaya başlar? Kendini korumayı öğrenmek, farklı bir sportif aktivite içinde olmak, sosyalleşmek, bedenini eğitmek, zihinsel/ruhsal anlamda kendini geliştirmek ya da sadece kendini ifade edebilmek; bu liste uzar gider. Bu soruya verecek kendine has bir cevabınız vardır eminim. Aklınızda olsun, yeterince uzun süre yol alırsanız, sebepleriniz değişebilir ve artık bulduğunuz cevaplar, sorduğunuz sorulardan daha fazlasını karşılar hale gelebilir.
İşte size “neden savaş sanatları” sorusuna Sifu İsmet Himmet tarafından verilmiş güzel bir cevap. Çevirisini yaptığım videoyu da alta ekledim.
Şimdi bu soruya felsefi bir cevap vermem gerekiyor sanırım ama bunu yapmayacağım. Çünkü bu cevaba göre savaş sanatlarıyla uğraşmaya başlamak benim kararım değildi. Ben inançlı biriyim ve her şeyin yazılmış olduğuna inanıyorum. Ama şimdi bu konuya girmek istemiyorum.
Kendimi birey olarak bildiğimden beri, aklımda izlediğim bir film var. Bir Bruce Lee filmi. Filmden bir sahneyi hala çok net hatırlıyorum. Bruce Lee bir hayvanat bahçesine girmek istiyor ama Çinli olduğu için girmesine izin vermiyorlar. Hatta girişte “köpekler ve Çinli’ler giremez” tabelesi bile var. Sonra şık kıyafetli insanlar geliyor ve yanlarında köpekleri olmalarına rağmen içeriye giriyorlar. Tabi Bruce Lee onlar nasıl giriyor diye soruyor. Bunu duyan köpekli adam dönüp “eğer köpek gibi davranırsan seni içeri sokabilirim diyor”. Tam o noktada Lee artık daha fazla konuşmuyor. Kendisini bir yumrukla ifade ediyor. Yalnızca bir film olmasına rağmen Lee’nin kendini gerçekten ifade edebildiğini görüyorsunuz.
Bu film aslında savaş sanatlarına başlamamın asıl sebebi değil. Ama filmin içindeki o sahne… Ben bu filmi gördüğümde çok gençtim. Bir Türk ailesinin oğlu olarak Doğu Almanya’da büyüyordum. O ifadede her zaman kendimden bir şeyler buluyordum. Tüm sorunları konuşarak çözebileceğimizi söyleyen ailemin ve öğretmenlerimin öğrettiklerinin aksine, ben durumu farklı görüyordum. Filmin o sahnesinde tam olarak kendi doğamı gördüm.
Şimdi bunu söylediğimde insanları yumruklamayı seven biri olduğumu düşünebilirsiniz. Ama konu bu değil. Doğru anlayabilirseniz eğer. Aslında konu kendini ifade etmenin sınırlarının olmamasıdır. Bu bir bakış olabilir, bir ses olabilir, bir kelime olabilir. Evet bir yumruk da olabilir. Gülümsemek ya da ağlamak da olabilir. Ben bu dünyada sadece kelimeler aracılığıyla iletişim kurmak için bulunmadığıma, aksine bu düşünme yolunu, iletişim kurma yöntemini paylaşmak için burada olduğuma inanıyorum. Benim gördüğüm kadarıyla bu bize öğretilen bir yöntem değil. Okulda öğretmenlerden bir şeyler öğreniriz ve buna iletişim deriz. Biriyle konuşursunuz ve cevap verirsiniz. Ama bazen bir soru sorulduğunda cevap vermemek de bir iletişim yöntemidir. Kelimelerin hiç birini kullanmamak bir iletişim olabilir. Bir kelime söylemek ya da arkanı dönmek de bir iletişim olabilir. Ağlamaya başlamak da bir iletişimdir. Daha önce burada yaşadığımız gibi. O da bir iletişim yoluydu aslında. Gözyaşları bazen kelimelerden çok daha fazlasını söyleyebilir. Bir gülümseme iletişimdir. Sinirlenmek iletişimdir.
Benim paylaşmak istediğim şey ise insanların daha fazlasını, iletişimin sınırlı bir şey olmadığınızı öğrenmeleri gerektiğidir. Kelimeler cümleler doğru ya da yanlış gramer, her neyse…İletişim bir içsel dünyayı başka bir içsel dünyaya taşır ya da bir içsel dünyayla başka bir tanesini bir araya getirir. Kelimeler ve cümleler bunun için yeterli olamaz.
Savaş sanatlarına nasıl başladığımı konuşuyorduk. Evet bir savaş sanatları filmiydi. Ama daha önemlisi o anda Bruce Lee’nin yumruğu, yüzündeki ifade ve harekete geçme tarzıydı. Yumruk atmak yerine başka bir şey de yapabilirdi. Önemli değil. Önemli olan ve beni asıl yakalayan şey o andaki iletişimdi. O zaman 5-6 yaşlarındaydım. Ama bu düşüncenin o zaman temellendiğinden çok eminim. Çünkü tam o anda savaş sanatlarının başka tür bir iletişim yöntemi olabileceğini düşünmüştüm ve bu sadece bir başlangıç noktasıydı. Dans etmek, şarkı söylemek veya bir filmde oynamak ya da insanların karşında sahneye çıkmak olabilirdi.
İnsanlar bazen rol yapma kendin ol derler. Ama karşımda olmadığı bir kişi gibi davranan birini gördüğümde neden böyle rol yapıyor diye sormak yerine, orada bir iletişim yöntemi görürüm ve anlamaya çalışırım. Biri bana kızmış olabilir, bana ya da başkalarına saldırıyor olabilir. Benim ilk düşüncem buna karşı harekete geçmek yerine anlamaya çalışmak olur.
Bu aynı şekilde kendim içinde geçerli. Yani iyi ya da kötü, agresif ya da başka bir şekilde bir şey yaptığımda ( gerçi iyi ve kötü kavramları kişiye göre değişir) yine anlamaya çalışırım. Mesela ben hayatımda hiç sigara içmedim. Ama diyelim ki bir gün içmeye başladım. Sigaranın kendi sağlıma ve çevreme zarar veriyor olduğunu biliyor olmama rağmen, böyle bir durumda hemen bırakmalıyım diye kendimi yargılamam. Önce İsmet (kendim) bu eylemle bana ne anlatmaya çalışıyor, bunu anlamaya çalışırım. Bu iletişimin, bu eylemin arkasındaki mesaj ne? İlk düşüncem bu olur.
Benim insanlara öğretmeye, vermeye çalıştığım şey de bu… Kısa soru…Uzun cevap…
Çeviri: Oğuzhan Yılmaz
Kendisiyle ilgili bilgilere şu bağlantılardan ulaşabilirsiniz :
https://shizaam.one/
http://www.wdp-china.com/