Epeydir Tampa Aikido’nun sıkı bir takipçisi oldum. Keza Saotome Shihan’ın anlatılarını çevirmeye başladığımdan beri karşılıklı temas halindeyiz. Bazen emin olamadığım noktalarda Guy Sensei’den yardım alıyorum. Sağolsun hiç üşenmeden açıklamalar yapıyor.
Son iki çevirinin konusu olan Kikubari kavramı ilk defa duyduğum bir şeydi. Ama kafamda hızla yer buldu ve çalışmama da yansıdı. Tabi ki bu da daha fazla soruyu arkasından getirdi. Özellikle “zanshin” ve “kikubari” ilişkisini doğru anlamak gerekiyordu. Sorularıma aldığım cevaplar oldukça açıklayıcı oldular. Örnekler üzerinden konuya bir de böyle bakalım;
Zanshin – ba no hakare – kikubari kavramları arasındaki ilişki üzerine konuştuk. Elbette ben de kendi anlayışım üzerinde çalışmaya devam ediyorum. Verdiğim tüm cevaplar doğal olarak bu çalışmanın ve meditasyonun bir yansıması oluyor.
Bunlar birbirleriyle çok yakından ilişkili kavramlar. Bu yüzden aralarında bir ayrım yapmakta zorlanmak çok anlaşılır bir durum. Farklı eğitmenlerin de terimleri farklı şekillerde kullanmaları işimizi kolaylaştırmıyor.
Başlangıç olarak “ba no hakari” oldukça tatiksel bir kavram. Arazinin tehlikelerinin farkında olmayı, güneşi arkana almayı, yüksekte ya da bir tepede olmanın avantajına sahip olmayı ifade ediyor. Çevrenizde olan şeylerin ve çatışma sırasında nasıl avantaj ya da dezavantaj olabileceklerinin farkında olmak anlamına geliyor.
Zanshin ve Kikubari çok daha yakından ilişkili kavramlar. Bana bir yelpazenin iki karşıt ucu gibi görünüyorlar. Kendiliğinden (otomatik) farkındalık, bilinçli dikkatliliğe karşı. Hatırlayın; ilk defa hakama giymeye başladığınız zamanlarda sık sık ayağınıza dolanırdı. Özellikle de düşerken dert olurdu. Muhtemelen bu sıkıntı kaynağını neden giydiğinizi düşünmüşsünüzdür. Sonra hakamaya takılmamak için, ayak hareketlerinize çok daha fazla dikkat etmek durumda kalırsınız. İşte bu noktada kikubari egzersizi yapıyorsunuz. Ancak bir süre sonra kas hafızanız bu konuda gelişmeye başlar. Hakamanıza dair bilinçli dikkat gerektirmeyen bir farkındalığa sahip olursunuz. Hala bazen ukemi atarken hakamaya takılabilirsiniz ama ayağınız durumu hemen fark eder ve daha siz bir sorun yaşamadan ya da dikkatinizi vermenizi gerektirmeden ufak bir hareketle çözüm üretir. Artık hakamayla ilişkiniz zanshin’e dönüşmüştür. Bilinçli bir dikkati gerektirmemektedir.
Aynı zamanda “zanshin” kalabalık bir dojoda antreman yaparken kazandığınız şeydir. İlk zamanlarınızda, sürekli çevrenizde çalışanlara çarpar ya da onların alanlarına düşüverirsiniz. Deneyim kazandıkça, bir şekilde bu kendiliğinden değişmeye başlar. Düşünmeden ya da diğerlerinin hareketlerini bilinçli olarak takip etmeden, size gereken açık alanı kendiliğinden bulursunuz. Elbette ara sıra çarpışmalar olur. Ama dikkat edin, çoğu zaman tüm dojo insan doluyken, bakmıyor olmalarına rağmen birbirlerine girmeden çalışmaya devam etmeleri inanılmaz değil mi? Aksine bir markete girip alışveriş yapan insanların çoğunun çevrelerindeki diğer kişilerden nasıl habersiz olduklarına bakın. Bu kendiliğinden gerçekleşen bir davranış ve çok önemli. Çünkü herşeye sürekli dikkat etmek zorunda olsaydık, aşırı yüklenmiş olurduk. Beynimiz gelen verileri filtreleme ve çevremizde olanları takip etme konusunda çok güçlüdür. Zanshin, bu verilerden hangilerinin çatışma sırasında güvenliğimiz için önemli olduğunu beynimize öğretme sanatıdır.
“Kikubari” (Kİ’nin dağılımı) kişinin çevresindekilere, özellikle de saldıran kişilere bilinçli olarak dikkat etmesidir. Tünel görüşünden* nasıl korunacağınızı, sadece önünüzdeki saldırana değil, çevrenizdeki tüm potansiyel saldıranlara nasıl odaklanabileceğinizi öğrenmenizi sağlar. Aikido’nuzu her yönden gelen ataklara uyum sağlayacak şekilde geliştirmenizin yöntemidir. Aynı zamanda ruhsal olarak, ufka kadar her yönle, cennetin zirvesi ve yeryüzünün kökleriyle bağlantıda olmanız anlamına gelir. Böylece hareketleriniz ve zihniniz düşmanlarınızdan çok daha geniş olur ve çatışma anında bile “aiki” ve uyum ile bağlantınız kopmaz. Bu, Zen dikkat çalışması olan Zazen meditasyonunun, savaşçı gözünden (askeri) ifadesidir. Zazen’de sakinleşir, zihninizi boşaltır ve uyanırsınız. Kendinizi içeriden canlandırır ve ruhunuzu bedeninizin içinde keşfedersiniz. Kikubari’de ise aynı dikkati ve uyanıklığı dışa dönük çalışırsınız ve çevrenize dair farkındalığı geliştirir, saldıran kişiler üzerinde çalışırken, cennet ve yeryüzüyle bağlantınızı güçlendirirsiniz.
*Tünel görmesi (Tünel görüşü) veya diğer adıyla Kalnienk görmesi (Kalnienk görüşü) periferik görmenin kaybolup daralarak merkezi bölge ile kısıtlanması ile kişinin dairesel bir tünelin içinden bakar gibi görmesi durumudur. Bir çok sebebi olabileceği gibi temelde korku, panik ya da yüksek adrenalin pompalanması anında olur. Yüksek hızla araç kullanıyorsanız sadece yolun sonunu nokta gibi görürsünüz ve yandan yaklaşmakta olan aracı farkedemezsiniz. Biraz daha yakın bir örnek verirsek, paniklediğinizde sadece önünüzdeki saldırganı görürsünüz ve sizin için avantaj ya da tehlike olabilecek diğer tüm detaylarla ilişkiniz kopar. Birden fazla saldırganla uğraşmanız gereken bir noktadaysanız, bu hayati önem taşıyabilir.
Önceki bölümler için bakınız :
Kikubari – Saotome Shihan’ın Fırçasından
Kikubari – Farkındalık ve Savaşçının Dikkati
Yazının aslı :
Ki Kubari – External Mindfulness and Martial Awareness
Çeviri : Oğuzhan Yılmaz