Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Nasıl Öğrenci Olunur?

Sizin de lise yıllarında öyle arkadaşlarınız olmuştur mutlaka. Hani dersi derste öğrenen arkadaşlar vardır. Onlardan bahsediyorum. Nedense hep neşeli keyifli kişiler olurlar bunlar. Tam sınav zamanı, sayfalarca ders notunu çalışman gerektiği zamanda, kolay bir sınav olacağını söyler ve arkasından güzel bir teklifle gelir. Birlikte takılır güzel zaman geçirirsiniz. Sonra kendisi sınavdan 95 alırken, sen 45’i zor toparlarsın. Bakarsın ki bu öğrenci arkadaşımız sürekli bir aktivite halinde. Müzikle uğraşır, sinemaya gider, spor yapar,  arkadaşların olduğu her ortamda mutlaka vardır ve bir de tüm notları gayet iyidir. Nasıl olduğunu sorarsan cevap gayet basittir. Kendileri dersi derste öğrenenlerden, dikkatle dinleyenlerdendir.

Söz konusu savaş sanatları olduğunda, daha doğrusu sanatı anlamak ve geliştirmek olduğunda, her sınavdan iyi notlar alan güzel kardeşimizde olduğu gibi odaklanmış bir zihin hem amaç hem de en çok ihtiyaç duyduğumuz araçlardan biri haline geliyor. Bu sayede dersi derste öğrenme noktasında verim oldukça artabiliyor. Ancak tek başına yeterli değil.

Bugünün şartlarında herhangi bir dojoda derslere katılan insanlara baktığınızda az çok ortak bir manzarayla karşılaşırsınız, Çoğu mesaiden çıkıp trafik arbedesinden sağ kurtulduktan sonra kendilerine bir nefeslik alan açabilmek adına oradadırlar. Kimisi için dojonun sosyal ortamı herhangi bir spor salonundan çok daha çekicidir. Kimisi sadece biraz daha rahat nefes almayı, rahat hareket etmeyi öğrenmek ister. Bazıları sadece spor ve sağlık için, bazılarıysa ruhsal ihtiyaçları ya da arayışları için oradadır. Az sayıda insan ise gerçekten çalıştıkları sanatı en derinden anlama ve öğrenme çabasındadırlar.

Bu insan gruplarından hangisine dahil olursanız olun, Aikido’nun size katabileceği bir şeyler mutlaka vardır. 60 -70 yaşında sadece sağlık için Aikido çalışmaya başlayabilirsiniz ve haftada iki ya da üç gün dojoda olmak sizin için gayet yeterli olabilir. Ama eğer o az sayıda insanın arasına girmek gibi bir niyetiniz varsa başka bir rota çizmeniz gerekir.

Kendi Sensei’niz Olun

Bir dojoda muhtemelen sadece bir tane sensei vardır. Unutulmaması gereken ilk kural sensei dediğiniz kişinin de sanatın bir öğrencisi olduğu ve kendisini geliştirmenin peşinde olduğudur. Eğer bu yolu seçtiyseniz sizin de hedefiniz bu olmalı.

Sensei her derste grubun ilerlemesini gözeterek bir çalışma programı takip eder. Ancak unutmayın, o bir kişiyken siz farklı seviyelerde ve farklı anlayışlarda belki 20 belki 30 kişisiniz. Her birinizin ihtiyaçlarını tek tek bilmesi takip etmesi çok zordur. Bunu ancak siz bilebilirsiniz.  Sensei eğer gerçekten sanatında ilerlemekte olan biriyse, onu kütüphanede sürekli kendini güncelleyen bir kitap gibi düşünün. Gidin ve ihtiyacınız olan şeyi talep edin. Sorun. Mutlaka cevaplayacaktır. Yol gösterecektir. Ama tabi ki sorabilmeniz için denemiş, üzerinde düşünmüş olmalısınız.

Eğitmenlerin öğretisi, öğrencilerinin başarısızlıklarından yola çıkarak, başarıya erişmelerinin yolunu göstermektir. Bunu ancak akıl ve kalp gözüyle görebilen kişiler, düşünerek ve deneyimleyerek gerçekleştirebilirler.
Ayhan Kaya Sensei

Dojoya Zaman Ayırın

nasıl öğrenci olunur Aikidoka için tavsiyeler Aikido

Özel bir hocadan gitar dersi aldığınızı düşünelim. Haftada iki gün ikişer saat hocanızla çalışıyorsunuz. Ama geri kalan zamanlarda gitarı hiç elinize almıyorsunuz. İlerlemeyi beklemeniz pek doğru olmaz. Hocanız her hafta benzer egzersizler üzerinde dönüp durmak zorunda kalacaktır. Ayrıca gitar çalmayacaksanız, neden ders alıyorsunuz ki? Her gün bir kaç saati keyif alarak bu çalışmaya verdiğinizde, hocayla geçireceğiniz zaman çok daha değerli hale gelir.

Biz ne yapacağız peki? Çıkıp sokakta dövecek adam mı bulalım? Tabi ki hayır. Eğer dersiniz 19:30’da başlıyorsa bu sizin için 19:00’da minderde olmanız gerektiği anlamına gelmeli. Bir önceki derste gördüğün şeyleri tekrar ederek ısınırsınız.  Kafanıza takılan tekniğe tekrar tekrar bakarsınız. Aynı şekilde ders bittikten sonra hemen gardınızı düşürmeyin. Biten sadece sensei’nin size ayırdığı zamanıdır. Bir 15-20 dakika daha ya da ne kadar ayırabiliyorsanız dojoda kalın. Az önceki derste gördükleriniz üzerine biraz daha kafa yorun. Bir iki deneme daha yapın. Böylece giderek daha net sorulara sahip olursunuz. Giderek neye ihtiyaç duyduğunuzu keşfetmeye başlarsınız.

Ayrıca ders öncesi ve sonrası dojoda geçireceğiniz zaman, senpailerinizden, yani deneyimli öğrencilerden yardım alabileceğiniz en iyi zamandır. Onlar sizin anlamanıza yardımcı olurken, siz onların çabalarını sürekli tutmalarına destek olursunuz. Birine yardım edebilmek her zaman güçlü bir motivasyon kaynağıdır.

Ödevlerinizi Günlük Yapın, İyi Bir Öğrenci Olun

Derslerde yapılan çalışmaların bazıları her gün tekrar edilmesi gereken egzersizlerdir. Mesela bir kılıç dersinin başında tahta kılıçla bir kaç yüz tane kesiş yapılır. Dersin epey geniş bir zamanı bunlara ayrılabilir. Ama eğer siz nasıl kesiş çalışması (suburi) yapacağınızı öğrenir ve her gün buna zaman ayırırsanız,  giderek derslerde teknik çalışmaya ayıracağınız zamanı artırabilirsiniz. Bunu kendinize ait bir fitness programı haline getirin. Günde 15-20 dk ayırsanız bile tekniğin nasıl ilerlemeye başladığını fark edebilirsiniz. Aksi halde sadece eğitmenin yanında, haftada iki kez kılıç sallayarak, bırak usta olmayı, gelişmeyi beklemeniz bile anlamsız. Akdeniz Akşamları tek repertuvarınız olarak kalır.

Sadece kılıç çalışmasıyla yetinmeyin. Bir Aikido dersinden sonra evde çalışabileceğiniz bir çok şey öğrenirsiniz. Adım çalışmaları mesela. Doğru duruşu bozmadan yapılacak 10 -15 dk bir adım çalışması, oldukça verimli bir çalışma olabilir.

Uke olduğunuzda (atak yapan taraf), karşınızdaki kişinin tekniği doğru öğrenmesi ve neyi yapıp neyi yapamadığını anlaması sizin sorumluluğunuzdur. Bunun için ataklarınız güçlü ve etkili olmalı. Hiç üzerine kafa yordunuz mu? Mesela hiç evde elinize 1 kg bir ağırlık alıp, doğru adımlama ve duruşla 10 dk shomenuchi çalıştınız mı?  Gücünüzün ve hareket kabiliyetinizin nasıl arttığını göreceksiniz.

Dahası yaratıcılığınıza kalmış. Çalışabilecek tonlarca şey var. Emin olun sensei bunları sizin için geliştiremez. Sadece siz, sensei’nin bilgi ve deneyiminden yararlanarak yapabilirsiniz bunu.

Diğer taraftan bu işin bir de kendini fiziksel şiddete karşı koruma yönü var. Çok teknik biliyor olabilirsiniz. Bir çok uzak doğu felsefesi ya da bir çok farklı savaş sanatı üzerine konuşabilecek bilgiye sahip olabilirsiniz. Ancak gerçekten karanlık bir sokakta kötü adamlarla karşılaşırsanız, soluk alışverişiniz hızlanır, kalbiniz çarpmaya başlar. Bedeniniz adrenalin pompalar ve ardından panik duygusu gelebilir, korku eşikte sizi beklemektedir. İşte o anda, şöyle gelirse böyle yaparım, öyle yaparsa böyle ederim bilgisi buhar olur uçar. İşe yarayan tek şey kas hafızasına yerleştirmeyi başardığınız şeylerdir. Yani öğrenmekle yetinmeyip, binlerce kere tekrar edip, deneyip kaslarınıza öğrettiğiniz bilgilerdir.

Her Aikido öğrencisinin ikkyo yapmayı bilmesi gibi, hemen hemen herkes nasıl şınav çekeceğini bilir. Bilmek iyidir, ama uygulama yoksa….sadece iyidir…

Leave a comment

0/100

Total
0
Share
Best Choice for Creatives
Purchase Now