O’Sensei, Aikido’nun sırrının “kendimizi kainatın devinimiyle uyumlu hale getirmek, kainatın kendisiyle bütünleşmek” olduğunu söylemiştir. Elbette bunu söylemesi yapmasından daha kolaydır. Yine de, O’Sensei’nin bakış açısını Aikido pratiği bağlamında değerli buluyorum. Aynı zamanda bilimsel bir bakışla da
son derece doğru.
Aikido Kurucusu ve Fizikçinin Ortak Noktaları
Aikido’nun bir rakibi devirmek için akıllıca numaralar yapmaktan veya iki kişinin birbirini itip kaktığı hoş bir fiziksel egzersizden ibaret olmaması için (ki bu, oldukça eğlencelidir), O’Sensei’nin gizemli görülerine odaklanmalıyız. O zaman Aikido’nun amacıyla kozmik dünya düzeni arasında tatlı bir uyum fark edebiliriz. Aikido’nun prensipleri, modern astronomi teorilerine çok iyi uymaktadır.
Uzayda, iki gök cismi birbirine yaklaştığında, onları kontrol eden şey, yerçekimi kuvvetidir. Yerçekimi olmasa, Dünya Güneş’in etrafında dönmek yerine uzayın uçsuz bucaksız boşluğunda savrulur olurdu.
1680’lerde Isaac Newton, kütle çekimi yasasını ortaya koyduğunda yer çekimini gök cisimlerini birbirine çeken bir kuvvet olarak tanımladı; tıpkı vahşi bir atın boynuna geçirilen bir ip yardımıyla evcilleştirilmesi, kaçmak yerine daireler çizerek koşmaya zorlanması gibi. Güneş, muazzam kütlesi sayesinde, düz bir hatta ilerlemek isteyen Dünya’yı eğri bir yörüngeye çekebiliyordu. Göksel devlerin sürekli bir çatışma içinde olduğu bu bitmek bilmeyen güç oyunu pek de sevimli değildi.
Yüzyılın başında, Albert Einstein görelilik teorilerini ortaya koydu ve bu bakış açısını tamamen değiştirdi. Yer çekiminin bir çekişme olmadığını, uzay-zaman sürekliliğinin bükülmesi olduğunu gösterdi: Dünya, Güneş’in etrafında döndüğünde, kendi rotasında hareket eder – Güneş’in etrafında bükülen uzayın kendisidir. Bu nedenle, Dünya gezegeni Güneş’in onu çekmesine gerek kalmadan derin uzayda kaybolmaz. Dünya’nın yörüngesi, evcil kemirgenlerin kafeslerine konulan minyatür dönme dolaba benzetilebilir. Sürekli koşarlar, dümdüz ilerlerler, ama hiçbir yere varmazlar.
Bu, gök cisimleri ve küçük evcil hayvanlar için sinir bozucu olabilir. Ancak Aikido pratiği için şüphesiz yol göstericidir. Uke, yörüngesinden zorla çıkarılarak değil, uzay-zaman sürekliliğini bükerek fırlatılmalıdır. Böylece yönlendirildiği yolun kendi seçtiği yol olduğunu hisseder. Bu, kozmosun ve içindeki her şeyin yoludur zaten. Öğrenmesi çok zor olamaz, değil mi?
Stefan Stenudd
Yukarıdaki metin ilk olarak 1995 yılında İsveç Dövüş Sanatları dergisi Svenska Fighter için bir makale olarak yayınlandı. Ayrıca The Aikido, Hombu dojo bülteninde, 2/1997’de yayınlandı.
Kaynak: https://www.stenudd.com/aikido/osensei-einstein.htm
Çeviri: İrem Başaran