Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Ruhsal Bir Sıçrama – Morihei Ueshiba 1932

Aikido hakkında biraz araştırma yaptığınızda birbirinden farklı bir çok fikir bulursunuz. Savaş sanatıdır, barış sanatıdır, öğretidir, disiplindir, savaş sanatı değildir, çok işe yarar, hiç işe yaramaz, öyledir böyledir…bunların sonu gelmez. Belki de bu karmaşanın en önemli sebeplerinden biri geçmişte ustaların kullandığı mistik dili anlayamıyor olmamız olabilir. Onların sahip oldukları derin ve kapsamlı bilgi ve deneyim havuzuna sahip değiliz. Öğrenmek için de ne sabrımız ne de zamanımız var. Dolayısıyla bazı şeyler, belki de çoğu şey, köklerinden koparak geliyor bize. Anlamlar çoğu zaman o köklerde saklı kalıyor.

İşte aşağıda çevirisini yaptığım tam da böyle bir yazı. 1932 yılında Nito Shoin (日東書院) tarafından yayınlanan “Ruhun Sıçrayışı – Süper İnsanın Ortaya Çıkışı” (心霊の飛躍 – 現出の超人 / “Shinrei no Hiyaku – Genshutsu no Chojin”) adlı bir kitaptan alıntılanan bölümde, Kanzou Miura, o zamanlar Moritaka (守高) adını kullanan Morihei Ueshiba ile röportaj yapmış. Satır aralarındaki boşlukları görebilmemiz dileğiyle keyifli okumalar dilerim.

Moritaka (Morihei) Ueshiba’nın Budo’su ve Kami’nin Yolu
植芝守高(盛平)氏の武道と神ながら

Miyamoto Musashi çoktan aramızdan ayrıldı ve muhtemelen bu olağanüstü Budo’nun sırları günümüz insanlarına ulaşamadı. Bu nedenle, modern bir figür olarak bazıları tarafından Musashi’yi aştığı düşünülen Bay Moritaka (Morihei) Ueshiba hakkında biraz konuşmak istiyorum.

Ueshiba halen Tokyo’nun Ushigome bölgesinde bir dojo işletmektedir. Bu beyefendi, iki üç yıl öncesine kadar kamuoyundan saklı kalmıştı ve dünya bu şaşırtıcı Gerçek Budo (真の武道)‘nun var olduğu bilmiyordu. Böyle otantik kişiliklerin ortaya çıkması nadirdir. Ülkeleri yöneten ve kendi kötü yollarını öğreten işe yaramaz insanların sayısı her zaman daha fazladır. Geçmiş veya günümüzde, ülke içinde veya dışında, adil bir yönetim hiçbir zaman tam olarak gerçekleşememiş ve askeri yönetimler her zaman uluslara hükmetmiştir.

Ueshiba’nın Şowa 5. yılın (1930) erken baharında Japon İmparatorluk Kara Harp Okulu’nda (陸軍士官学校) düzenlenen müsabakalara katıldığını çok az kişi bilir. Karşısında ne kadar güçlü 5. ve 6. Dan Judokalar çıksa da, hepsi yıkılıyor ve yavru kedi gibi oynatılıyordu. Müsabaka üç güçlü erkeğin boynuna ve kollarına yapışmasıyla başlasa bile, Ueshiba hepsini bir kağıt parçası gibi savuruyordu. Kendo’daki yüksek rütbelerine güvenerek karşısına çıkanlar ona dokunamıyor ve kendilerini yerde buluyorlardı.

Kodokan’ın genç temsilcileri, bir Tengu karşısındaki çocuklar gibiydi, sorunsuz bir şekilde hallediliyorlardı. O sırada Jigoro Kano’ya, Kodokan’ın tam olarak ne öğrettiği sorulduğunda, “Kodokan Budo değildir. Sadece beden eğitimidir.” dediği söylenir. Ueshiba karşısında o kadar şaşkına dönmüştü.

“Congamu” adında birinci sınıf bir Amerikalı boksör, bir “Musha Shugyo” (“Savaşçı Hac Yolculuğu” / 武者修行) kapsamında Avrupa’yı dolaşıyordu ve gittiği her yerde kazanıyordu. Nihayetinde 193 cm devasa güçlü vücuduyla, sadece 157 cm boyundaki Ueshiba’nın karşısına çıktı. Ueshiba daha ilk hamlesinde onu bir çocukla oynuyormuş gibi fırlattı. Adam baş aşağı havada uçtu ve bir gümbürtüyle yere indi. Sonrasında olağanüstü hayretlerini defalarca ifade ederek geri çekildi.

İşte bu gibi olaylar nedeniyle dünya nihayet Ueshiba’nın kişiliğinin farkına vardı ve ona süper insan bir Budoka ve kılıç ustası* olarak saygı duyulmaya başlandı. Başlangıçta Ueshiba, dünyadan gizlenmiş bir Budoka olan Sokaku Takeda tarafından eğitilmişti ve hocasından ayrıldığı zaman henüz Budo’nun kutsal zeminine ulaşmamıştı. Ancak, Ueshiba’ya daha sonra bu sırların bir rüyada öğretildiği söylenir. Dahası, Kılıç, Judo, Sumo, Boks ve daha fazlasının sırları da beraberinde geldi. Hepsi Kami’nin gerçek Yolu’nun tezahüründe bir oldu.

Bir gün, Ueshiba’ya üç soru sordum.

“Mistisizm soruları ile Miyamoto Musashi’yi araştırıyorum. Japonya’nın geçmişinde, Musashi ve diğer büyük kılıç ustaları gibi, büyük filozoflar ve sanatçılar gibi hayatı tamamen mistik bir şekilde anlayan insanlar var. Bu bağlamda, size sormak istediğim üç şey var. İlk olarak, bir gözlemcinin gözüne sizin kılıç yönteminiz tamamen elektriksel, bir Tengu’nun yıldırım hareketleri gibi görünüyor. Bunun bir yöntemi var mı? Yoksa gizli bir güç aracılığıyla içgüdüsel olarak rakibe mi saldırıyorsunuz?”

Ueshiba’nın cevabı şuydu:
“Kesin bir yöntemi var.”

“Bu yöntem herkes tarafından öğrenilebilir mi?”

“Öğrenilebilir.”

“Yine de, bu çabukluk nereden geliyor? Sizin yıldırım hareketleriniz, bir ışık gibi vuran kılıç, size vuran güçlü elleri kolayca önleyerek rakibi baş aşağı fırlatmanız ?”

Burada Ueshiba soruma cevap vermedi ve bunun yerine şu vahşi açıklamayı yaptı:
“Bir silahtan çıkan mermiler bana dokunmaz.”

“Neden? Bunun gizli öğretilerin gücüyle (Okült – 隠秘力) bir ilgisi mi var?”

“Hayır. Nişancı nişan alır, sonra emniyeti serbest bıraktıkları anda, asıl mermiden önce eterik bir mermi vücudumun bir yerine çarpar. O anda, eğer vücudumu hafifçe oynatırsam, bir sonraki anda asıl mermiler uçar ve hepsi yanımdan geçer.”

deguchi-ueshiba-budo-senyokai

Dai-Nippon Budo Senyokai altında Morihei Ueshiba (solda) Sumiko ve Onisaburo Deguchi ile 1932'de.

“Anlıyorum. Gerçekten, öyle mi? Mermilerin de eterik bir formu mu var? Böyle bir şeyi ilk kez duyuyorum. Yani, düşündüğüm gibi, ilhamınızı ilahî bir kaynaktan alıyorsun. Başka bir şey sormak istiyorum. Kişinin yöntemi ne olursa olsun ya da vücudunu ne kadar hızlı oynatırsa oynatsın, büyük ve güçlü bir adamı yavru kedi gibi oynatabilmek çok fazla fiziksel güç gerektiriyor olmalı. Siz ne kadar güç toplayabilirsiniz?”

“Normalde, normal bir insanla aynı. Ama biraz çaba harcadığımda, geta giyerken (ahşap tabanlı Japon sandaletleri) iki çuval pirinci sorunsuz taşıyabilirim.”

Bunu söylerken öğrencilerinden birini çağırdı. 80 kg civarında olan öğrenciye döndü:
“Dün kaç kişiydi? Buraya binen?”

“Buraya” derken, ocağa (hibachi) sokulmuş bir yemek çubuğuyla (chopstick) desteklenen, uzatılmış sağ kolunu kastediyordu. “Üç kişiydi.” diye cevap verdi öğrenci.

“Ne? O zaman yemek çubuğuna bile ihtiyacım yok!” dedi Ueshiba. Üç adam, hiçbir zorlanma belirtisi göstermeden havada tuttuğu sağ kolunun üzerine tırmandı. Sanki bizim aynı şeyi bir çuval pirinçle yapmamız gibiydi. Ama sadece on katı bir ağırlıkla!

Şaşkınlığımı görünce şunu söyledi:

“Rakip ne kadar güçlü olursa olsun, yüzleşmek için karşısına çıktığımda, kendim bile anlamadığım, bir güç ortaya çıkıyor. Dahası, Shinto-ryu (神道流) denen şeyin ne tür bir sanat olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Ama Shinto-ryu’dan Bay Otsuka ile mücadele ettiğimde, ellerim tamamen Shinto-ryu’nun elleri oluyor. Bir Judoka ile karşılaştığımda ellerim Judo’nun elleri oluyor.”

“Ne demek istiyorsunuz?”

“Tamamen şeffaf oluyorum, rakip eterik bedenine dönüşüyor ve koruyucu ruhum beni ele geçiriyor. Diğer kişi kayboluyor ve ben sadece onun elleri ve formu tarafından saldırıya uğruyorum. Rakiplerimin Shugyo‘su (adanmış çalışma) ilerledikçe, eterik bedenleri ve koruyucu ruhları da büyüyor. Bu yüzden benim de daha büyük olmam gerekiyor. Her neyse, bir rakiple karşı karşıya geldiğimde kalbimin durumu bir ayna kadar şeffaf ve bu durumda diğer kişinin ruhu mükemmel bir şekilde yansıtılıyor.”

“Anlıyorum, bu Miyamoto Musashi’nin Nito-ichi Ryu’sundaki Boşluk (Void) sırrı. Burada da Miyamoto Musashi ile hemfikirsiniz.”

“Musashi’nin gittiği her yerde ve katıldığı her meydan okumada galip geldiği söylenir.”

Miyamoto Musashi’nin Nito-ichi Ryu’sundaki Boşluk sırrı, her büyük inancın sırrıdır. Aynı zamanda Kami Yolu’nun sırrı, otuz yaşında ilahîleşen Mesih’in sırrıdır. Musashi bunu şöyle açıklar:

(Çevirmen Notu: Burada verilen metin Musashi’nin “Go Rin no Sho” (“Beş Çember Kitabı”) eserinden alınmıştır. Victor Harris’in klasik çevirisi.)

“Ni To Ichi strateji yolu, bu Boşluk Kitabı’nda kayıtlıdır.

Boşluk ruhu denilen şey, hiçbir şeyin olmadığı yerdir. İnsan bilgisinin içinde yer almaz. Elbette boşluk, yokluktur. Var olan şeyleri bilerek, var olmayanı bilebilirsiniz. İşte boşluk budur.

Bu dünyadaki insanlar şeylere yanlış bakarlar ve anlamadıkları şeyin boşluk olması gerektiğini düşünürler. Bu gerçek boşluk değildir. Bu yolunu şaşırmaktır.

Strateji yolunda savaşçı olarak çalışanlar, zanaatlarında anlayamadıkları her şeyin boşluk olduğunu düşünürler. Bu da gerçek boşluk değildir.

Bir savaşçı olarak strateji yoluna ulaşmak için savaş sanatlarını tam olarak incelemeli ve savaşçının yolundan en ufak bir sapma göstermemelisiniz. Ruhun dengelendiğinde, gün be gün, saat be saat pratik biriktir. İki katlı ruhu, kalbi ve zihni cilala ve iki katlı bakışı, algıyı ve görüşü keskinleştir. Ruhunda en ufak bir bulut kalmadığında, şaşkınlık bulutları dağıldığında, işte o zaman gerçek boşluk vardır.

İster Budizm’de, ister sağduyuda olsun, “Gerçek Yolu fark edene kadar şeylerin doğru ve düzende olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, şeylere nesnel olarak, dünya yasalarının bakış açısından bakarsak, çeşitli doktrinlerin gerçek Yol’dan ayrıldığını görürüz. Temel olarak doğruluğu ve Yol olarak gerçek ruhu kabul ederek bu ruhu iyi tanı. Stratejiyi geniş, doğru ve açık bir şekilde uygula.

Sonra şeyleri geniş bir anlamda düşünmeye başlayacaksınız ve boşluğu Yol olarak alarak, Yolu boşluk olarak göreceksin. Boşlukta erdem vardır ve kötülük yoktur. Bilgelik varlığa sahiptir, ilke varlığa sahiptir, Yol varlığa sahiptir, ruh boşluktur.”

Bu sözler hiçbir şekilde Zen Budizmi’nden gelmemiştir. Bunlar Musashi’nin kişisel deneyimlerinden gelen şaşırtıcı bir zihin halidir. Dört boyutlu dünyadan gelen bu sözler mantıksal felsefe alanının çok üstünde ve ötesinde olduğundan, biri onları normal sağduyuyla okursa sırrı kavrayamaz. Onları felsefi veya bilimsel olarak ele aldığında niyetlerini çok daha az kavrayabilecektir. Sözler basittir, ancak anlama ulaşırlar. İşte bu, Yolu, Stratejiyi, Sanatı ve gerçek hayatı sınırlarına kadar cilalayarak, derinleştirerek, yükselterek ortaya çıkan dünyadır.

Yol olarak Boşluk, Boşluk olarak Yol”, aşkın dünyadan ortaya çıkan Yoldur ve aşkın dünya Yolun mükemmelliğinden ortaya çıkar. Bu dünyada var olmayan şey, Yolun mükemmelliği aracılığıyla ortaya çıkar, yani Kami’nin tezahürüdür.

Şimdiye kadar Ueshiba sadece kılıç sanatına değil, aynı zamanda Yol’a da kendini adamıştır. Günümüze kadar gösterdiği zorlu çabalar aslında Yol’un Shugyo’su olmuştur.

Ueshiba kendini, taklit inançlar aracılığıyla eğitmek için birçok zor yıl geçirdi. Ancak sonunda Kadim Shinto aracılığıyla Kami Yolu’na ulaştı ve kılıç sanatının sırlarını idrak etti. Kılıç eğitimi Kami Yolu aşamasına ulaştığında, forma girip formdan çıkarak, tüm kılıç okullarının bir olduğu gerçeğine ulaştı. Ueshiba’nın Budo’su bu Kami alemine ulaştığı için formları sabit değildir. Aslında, şu anda bile, Kami Yolu’nda, gizli yöntemler birbiri ardına yaratılmaktadır. İlerleme gün be gün kaydedilmektedir. Bu Kami Yolu’dur. Kami Yolu’nu form aracılığıyla bilebilirsiniz, ama formu aşmadan oraya giremezsiniz. Bu nedenle, Miyamoto Musashi’nin Stratejisinde ve kılıç sırlarında zihin hükümdardır ve geri kalanlar doğrudan zihne giden yolu öğrenmek için yöntemlerdir. Materyalizm bu şaşırtıcı gerçeklik karşısında çöker.

Ueshiba’nın müsabakalarında rakip bir eterik beden haline gelir ve bir koruyucu ruh Ueshiba’nın boş kalbini ele geçirir. Bu tür bir dil, ruhsal felsefe veya spiritüalizm pratiği yapmayan birinin anlamayacağı bir şeydir. Ancak Japon kadim Shinto’sunu araştıran biri için bunun açık olacağı şüphesizdir.

157 cm boyundaki Ueshiba’nın, karşılaştığı bütün rakipleri oldukça büyük ve güçlülerdi. Ancak, mücadele sırasında Ueshiba yere düşmüş beyaz bir beden görebiliyordu ve rakip itilmeden veya kontrol altın alınmadan o beyaz bedene doğru düşüyordu (rakiplerin eterik bedeni fiziksel bedenlerinden ayrılmıştı ve Ueshiba’nın ruhsal gözü tarafından yerde görülebiliyordu). Bir bakıma, ruhları çoktan kırılmış ve yenilmişti.

Özetle, fiziksel beden, eterik beden için bir giysi; eterik beden de ruhsal beden için bir giysi hükmündedir. Fiziksel beden ölürse, eterik beden olarak yaşamaya devam ederiz. Ancak ilerleyen bir aşamada, eterik beden de ölür ve ruhsal bedenin içinde erir, onunla bütünleşir. Fiziksel bedende yaşayan insanlar, zihinsel olarak ilerledikçe, ruhun bilincine (eterik beden olarak) açılabilirler. Kendilerini daha da arındırdıkça, tinin (spirit) bilincine de açılabilirler. Dahası, ruhun veya tinin bilinci, normal insan bilincini aşar ve beraberinde büyük bir güç ve bilgelik getirir.

Edebiyat devi Goethe “Kendimle karşılaştım” dediğinde, fiziksel bedeninden kurtulmuş kendi eterik bedenini görmüştü. Japonya’da bugün bile birçok gerçek örnek vardır. Ruhsal bedendeki tinin bilinci, eterik bedenin bilincinden çok daha saf bir anlayıştır ve sanatsal güzelliği daha kolay algılar. Plato’nun müziği ruhu coşturan bir şey olarak algılaması gibi, doğru perspektif, fikirler dünyasının ruhlarımızı ateşlediğini düşünmektir. Bu sayede, tüm gerçek filozofların ve büyük sanatçıların gizemli olduklarını gerçekten anlayabiliriz.

Birisi kılıç sanatında Moritaka (Morihei) Ueshiba’nın seviyesine ulaştığında, amacı başkalarını yenmek veya öldürmek değildir. Dahası, sadece kendi bedenini korumak meselesi de değildir. Ueshiba’nın kılıcı fiziksel bedenin rekabet süreci değildir. O eterik bedeni aşan bir şeydir. İçsel bir ışığa götüren Kami Yolu’dur. Kılıçla çalışırken sıklıkla mor bir ışıkla kuşatıldığı, nefesinin tüm şeylerle bir olduğu deneyimini yaşadı. Yani, kılıcın uç noktalarına ulaşmak, fiziksel bedeni aşan ruhun bilincine girilen alem olduğu söylenir.

Şu anda Ueshiba, askeri personeli kılıç konusunda ve İmparatorluk ailesi üyelerini Budo konusunda eğitmektedir. Ushigome’daki dojoda, isimsiz gençler ve genç Kodokan 5. ve 6. danlarının yanı sıra, tümgeneraller, korgeneraller ve amiraller öğrenci olarak kaydolmaktadır. Eğer teknik Kami Yolu’ndan geliyorsa, ister kılıç, ister Judo veya Sumo olsun, hepsi gizemlerin öğretisidir. Son günlerde, 213 cm boyuyla ünlü bir Sumo güreşçisinin, Ueshiba’nın eğitimine başlayan küçük bir öğrenci tarafından ters çevrilip atıldığını şaşkınlıkla seyrettim. Bunun ne kadar olağanüstü olduğu görülebilir. Günümüzde, Bay Chigaku Tanaka’nın kızı bile antrenmanlarda düzenli olarak görülmeye başlandı.

Kanzou Miura
1931

*Çevirmen Notu: Metnin aslında Ueshiba’nın kılıç yöntemi, kılıç sırrı, kılıç ustalığı gibi tanımlarda Kendo ismi kullanılıyor. Bazı konuşmalarda “sizin Kendonuz” (your Kendo) şeklinde geçiyor. Burada Kendo kelimesinin günümüzde aşina olduğumuz Kendo sporuyla karıştırılmaması adına, birebir anlamıyla Kılıç Yolu / Yöntemi olarak kullanıldığını düşünerek çevirdim.

Kanzou Miura Hakkında:
15 Temmuz 1883’te Japonya’nın Fukuoka kentinde doğdu. O’Sensei Morihei Ueshiba ise bundan 5 ay sonra Wakayama Eyaletinde dünyaya gelmişti.

Aoyama Gakuin İlahiyat Okulu’ndan mezun olduktan sonra, Aomori Eyaletinin güneybatısındaki Hirosaki Şehrinde bir yılını Metodist bir papaz olarak çalışarak geçirdi. Tokyo YMCA tarafından 1880’de başlatılan bir Hristiyan dergisi olan Rikugo Zasshi (六合雑誌)‘de görev aldı. Dostoyevski ve Tolstoy gibi isimlerin eserleri de dahil olmak üzere çok sayıda kitap ve çeviri yayınladı. Ayrıca, Hindistan’ın ilk Nobel Ödülü sahibi Rabindranath Tagore‘u araştırmaya ilgi duymaya başladı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Ryuo-kai (Ejderha Kral Topluluğu)‘nı kurdu ve Sentez Yoga uygulaması (綜合ヨガ団体竜王会) ile Japonya’ya teosofik öğretileri (Alice Bailey ve Ateş Yoga’sı / Agni Yoga dahil) tanıttı. Ayrıca, Helena Petrovna Blavatsky’nin “Sessizliğin Sesi” (“The Voice of the Silence”) ve bir dizi başka eseri çevirdi.

Kaynak: Aikido Sangenkai – A Leap of the Spirit – Moritaka (Morihei) Ueshiba in 1932
Çeviri: Oğuzhan Yılmaz
Yayınlayan: Christopher Li

Bir yorum bırakın

Total
0
Share
Best Choice for Creatives
Purchase Now