Her zaman böyle miydi bilmiyorum ama günümüz dünyasında isimlerimizin başındaki unvanları, içeriklerinden daha fazla önemser olduk sanki. Söz konusu uzak doğu sanatları olduğunda ise, bu unvanlar karmaşası daha da derinleşiyor.
Bugün Aikido’nun tüm dünyadaki en büyük temsilcisi olan Hombu Dojo Aikikai organizasyonunun kurduğu sisteme göre bir öğrenci 5.Dan seviyesine geldiğinde “Sensei” olarak anılıyor. Ondan öncesinde “Senpai” oluyor. Böylece tıkırında işleyen bir sistemin yararına her şey yerli yerine oturmuş oluyor.
Ancak mevzu o kadar basit değil. Keza önceki yazılardan birinde O’Sensei Morihei Ueshiba’nın Dan ve sertifika sistemine nasıl yaklaştığını paylaşmıştım. Pek önem vermezmiş. Belki de kendisi bizzat öğrencileriyle temas ettiği için böyle bir sisteme ihtiyaç bile duymuyordu. Günümüzde ise bir rütbelendirme sisteminine ihtiyacımız olduğu aşikar. Ama bu sistem gerçekten çalışıyor mu? Gerçekten o unvanları taşıyan insanlar, altını doldurarak taşıyabiliyorlar mı, bu tartışılabilir bir konu.
Diğer taraftan aşağıda çevirisini yaptığım yazıda açıklandığı gibi sensei bir ifade yöntemi aslında. Siz hiç kendinizi birine tanıtırken, “merhaba, ben saygıdeğer Oğuzhan, ben üstadınız Mehmet” gibi bir cümle kurdunuz mu? Açıkcası sanmıyorum. Sensei kelimesinin adımızın başına yazarken de yaptığımız bundan farklı bir şey değil galiba.
Ben kendi Sensei’mle 24 sene önce tanıştım ve o zamanlar kendisi Aikikai’nin öngördüğü 5.Dan seviyesine sahip değildi. Ama bir kez dersine girdikten sonra, benim için Ayhan Sensei olmuştu. Sadece minderde, teknik çalışırken değil, hayatımın her aşamasında bir Sensei olmayı sürdürdü.
Demem o ki gerçek bir Sensei ile karşılaştığınızda ve o kişi zihninizde yerini bulduğunda, ne belindeki kemer ne de sahip olduğu diploma araya girebilir. Belki de sizin gerçek Sensei’niz sırada yanınızda oturan arkadaşınız ya da henüz 1.Dan olmuş bir senpai olabilir.
Buyrun bu kavramların anlamlarına biraz daha yakından bakalım:
Sensei, populer Karate filmleri sayesinde hepimize uzun zamandır tanıdık Japonca bir kelime. Dojo ise dövüş sanatları tutkunlarının bir sensei gözetiminde eğitim aldığı mekanları ifade eder. Ancak son yıllarda, batı medyasındaki anime ve manga yükselişi, dağarcığımıza yeni bir kelime getirdi – senpai. İki terim benzer seslere sahip olsa de, Japon toplumunda kişinin kıdemine dayalı olarak farklı tanımları vardır.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Sensei, “sen-sey” diye telaffuz edilir ve Japonca’da en basit anlamıyla “öğretmen” için kullanılan kapsayıcı bir kelimedir. Bu, ilkokul düzeyinden üniversite hocalarına kadar her öğretmenleri kapsar. Ayrıca, dans eğitmenlerini ve savaş sanatı okullarındaki eğitmenleri de içerir.
Ancak, ‘sensei’ kelimesi her zaman öğrenci veya stajyer perspektifinden kullanılır. Bir kişi kendisine asla ‘sensei’ demez. Onun yerine, öğretmen anlamına gelen kyoushi (教師) gibi mesleki bir terimi kullanır. Bunun nedeni, Japonca’da sensei’nin bir ustaya veya uzmanlık diplomasına sahip olan birine hitap etmek için kullanılan bir unvan olmasıdır. Bu, ikebana (geleneksel çiçek düzenleme) eğitmenleri, doktorlar ve hatta avukatları da kapsar. Yani, Japonya’da doktora giderken Doktor Yamada’ya ‘Yamada-sensei’ olarak hitap edersiniz.
‘Seito’ (seito olarak telaffuz edilir) ve ‘gakusei’ (gakusei olarak telaffuz edilir) bir sensei altında çalışan kişiyi tanımlamak için kullanılan iki kelimedir. Ancak aralarında bir fark vardır. ‘Seito’ genel olarak bir sensei altında eğitim alan herkesi ifade ederken, ‘gakusei’ özellikle bir okulda öğrenim gören insanları ifade eder—‘gaku’ (学) kelimesi ‘gakusei’ (学生) ile aynı kanji olup, ‘gakkou’ (学校) yani okul kelimesinde de kullanılır.
Usta altında çırak olarak eğitim görenler için deshi (deh-şi olarak telaffuz edilir) gibi spesifik terimler de vardır.
Japon kültürünün özgün yönlerinden biri, iki kişi arasındaki ilişkiye ve bu ilişkinin, onları nasıl etkilediğine verilen önemdir. ‘Senpai’ (sen-pai olarak telaffuz edilir ) daha kıdemli ve deneyimli bir kişiyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir ve bu kişi, arkasından gelenlere rehberlik etmek ve destek olmak için oradadır.
Bu durum, öğrenciler, sporcular, ofis arkadaşları ve hatta profesyonel uzmanlar için geçerlidir. Aslında, öğrencileri tarafından sensei olarak görülen birisi, profesyonel tavsiye ve rehberlik için danıştığı bir senpai’ye sahip olabilir.
Diğer tarafta ise ‘kohai’ (ko-hai olarak telaffuz edilir) var, yani ilişkideki daha kıdemsiz üye. Senpai ve kohai, her zaman birbirine bağlı iki kişidir. Bu nedenle bir kişi, eşleşen bir karşıt olmadan sadece senpai veya kohai olamaz. Bazı durumlarda, iki kişinin yakın bir bağ kurduğu bir senpai-kohai ikilisi ömür boyu sürebilecek bir ilişkiye dönüşebilir ve kohai, yetişkinliklerinde bile kişisel ve profesyonel konularda yardım veya tavsiye almak için senpai’ye başvurmaya devam eder.
Oğuzhan Yılmaz
Çevirisi Yapılan Bölüm: What’s the Difference between ‘Sensei’ and ‘Senpai’?
Written by
Oğuzhan Yılmaz
Boş Ayna Dergi editörü ve yazarı. İda Dojo, Aikido eğitmeni (4.Dan Aikikai)
”Ayna olanı olduğu gibi gösterir. Olmasını istediğin gibi değil.”