Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Shugyō ve Keiko

Savaş sanatlarında pratik yapma ve öğrenme hakkında kullanılan iki ana kelime var. Genellikle “savaş sanatları yapıyorum” demeyiz, daha çok “savaş sanatlarını çalışıyorum” deriz. Şimdi Keiko 稽古 ve Shugyō 修行 kelimelerine bir göz atmak istiyorum. Yapmayı ve öğrenmeyi tanımlamak için birkaç kelime daha var, ama keiko ve shugyō’nun incelenmesi gereken başlıca kelimeler olduğunu düşünüyorum.

Gençken, bir kung fu ustasının buz gibi kış sabahında şelalenin altında, tüm dikkatiyle derin nefesler alırken, güçlü duruşunu koruduğunu ve kollarını yavaşça hareket ettirdiğini gördüğümü hatırlıyorum. İşte sanatına konsantre ve adanmış bir insan. “Vay be! İşte bu zorlu bir eğitim.” diye düşündüm. 11 yaşındaki bir çocuk için bunu görmek heyecan vericiydi.

Bu sinematik kung fu sahnelerini alt etmek kolay değildir.

Mesela ağacın altında oturup derin bir meditasyona giren ustayı düşünün. Harika görüntüler hayal edebiliriz veya düşündükçe geçmişten bu tür aydınlanma anlarını hatırlayabiliriz. Savaşçı ustanın öğrencileriyle antrenman yapması, ter içinde homurdanarak, teknikleri idrak edene kadar defalarca tekrar etmesi gibi. Hatta shugyō eğitimini gösteren videolarda acemilikten ustalığa giden yolu bir nebze izleriz. Elinde tırmıkla tökezliyordu. Ama şimdi o ve o tırmık bir bütün. Uyanık olun, kötü adamlar ve dağınık sonbahar yaprakları!

Tüm çizgi romanlar, filmler ve hikayeler bu ciddi shugyō uygulamaları hakkında doğru mu söylüyorlar? Elimizde iki fikir ve iki kelime var; Keiko 稽古 ve Shugyō 修行. Biraz daha net bir anlayış için kelimeleri inceleyebiliriz.

Hangisinin öncelikli?

Savaş sanatlarını sadece yapmakla yetinemeyiz, aynı zamanda derinlemesine düşünmeliyiz. Keiko 稽古 iki kanjiye sahiptir. Birinci kanji Kei 稽, “düşünmek veya değerlendirmek” anlamına gelir. Kei 稽 aynı zamanda kangaeru 考える olarak da bilinir. İkinci kanji ko 古 ise “eski, antik” anlamına gelir. Evet, bu kanji koryū 古流, kobudō 古武道 veya kobujutsu 古武術’da terimlerindeki kullanılan ko’dur. Bu durumda Keiko, eskiyi değerlendirmek, geçmişi düşünmek gibi okunabilir. Hatta keman pratiğimizden bahsederken bile keiko kullanabiliriz. Savaş sanatları kıyafetlerimiz aynı zamanda bir keikogi 稽古着 olarak adlandırılır, “keiko geçmişi düşünmek” ve gi 着 “giyilen şey” anlamına gelir.

keiko: 稽 (kei) "inceleme, araştırma" + 古 (ko[1]) "eski, antik". Eskinin bilgisini araştırma. Eskiden öğrenilenleri araştırma. Talim etme. Antrenman.

Keiko yaparken, bizden önce gelenleri, eski öğretileri anlamaya ve idrak etmeye çalışırız, pratik yaparız. Yazmayı öğrenmek gibi, uzun zaman önce oluşturulan harflere bakarız, onları kopyalarız ve sayısız kere tekrar ederiz. Çince veya Japoncada karakterler genellikle karmaşıktır ve uzun bir geçmişe sahiptirler. Yazmak gibi basit bir şeyde bile harfin kökenlerini düşünebiliriz. Bizden önce gerçekleşmiş bir şeyi öğrenmek için onu kopyalarız ve sonra üzerine düşünürüz. Geçmişe bakar ve ne yapmamız gerektiğini değerlendiririz. Bizden önce gelen şeyleri düşünmek çok önemlidir. İşte bu keiko’dur.

Shugyō 修行 da iki kanjiden oluşur. Shu 修, “inziva uygulamaları veya disiplini” anlamına gelir. Gyō 行 ise “yolculuk veya gitmek” anlamına gelir. Hatta “davranış” anlamına gelebilir. Shu 修 da bir Budist kelimesinden türetilmiştir. Sanskritçesi Sadhana‘dır. Bir ruhani hedefe ulaşmak için zihin ve zekanın en iyi şekilde kullanılması anlamına gelir.

shugyō[1]: Antrenman, yoğun bir şekilde çalışma. shūgyō[2]: Kişinin farklı yerlere gidip kendi ustalığını denemesi ve geliştirmesi.
Shugyō

Sanırım şimdiden Shugyō ve Keiko arasındaki bağlamı sezmeye başlamışsınızdır.

Budist rahipler için Shugyō (angya 行脚 olarak da bilinir) yapmak, bir çeşit uygulamadır. Edo döneminden önce (1603-1868), seyahat etmek ve yoğun bir eğitimden geçmek, samuraylar arasında popülerdi. Musha-shugyō ise shugyō yapan savaş sanatçıları için kullanılan terimdir. 1542’de Yamauchi Genbei, musha shugyō 武者修行 fikrini popüler hale getiren bir samuraydı. Yeteneklerini geliştirmenin yanı sıra CV’sini de güçlendirdi. Edo döneminin başlangıcında, bu tür faaliyetler biraz azaldı. Ancak Edo döneminin sonunda, Bakumatsu döneminde (1853-1867) yeniden popüler hale geldi. Savaş sanatları camiasında kök salmaya başlayan buz gibi şelale altında oturmak veya uzak bir tapınakta yalnız eğitim yapmak gibi fikirler, aslında rahiplerin uygulamalarıydı. Bazıları bunun, düzenli keiko‘dan aydınlanmaya giden bir çizgi olduğuna inanıyor.

Bu devirde şelale eğitimi faydalı mıdır?

Yılda bir kez veya daha nadir yoğun bir hafta sonu programına katılmak bize fayda sağlar mı? Bence bu, bir günlük kişisel gelişim seminerine katılmaya benzer. Bulutlar açılır, ışığı görürüz ama sonunda tekrar günlük yaşantımıza döneriz ve her şey tekrar kararır. Hepimiz muhtemelen kendimizde veya tanıdığımız birinde buna şahit olmuşuzdur. Bunlar, ruhsal enerjimizi artırmamızı engelleyen prangaları kökünden sökme gücü olmayan geçici anlardır.

Gerçek shugyō‘nun faydası, düşünce ve zihinsel enerjinin sürekli uygulanmasıdır. Bu, rotayı ve ivmeyi korumakla ilgilidir. Herhangi bir shugyō veya meditasyon sırasında zihnin sapması oldukça normaldir. Bu bir yenilgi değildir. Bu, zihnimizi hedefimize farkındalığımızla geri çevirmemiz gereken zamandır. Söylemek istediğim nokta, özgürlük veya aydınlanma elde etmek için özel bölgelerimizi buzlu sulara sokmamız ve kutsal metinleri okumamız gerekmediğidir. Bu tür shugyō yaklaşımları bizi açıp evrenin gücüyle doldurmak için tasarlanmamıştır. İnsanlar genellikle ezoterik uygulamaları kısayol olarak görürler. Bu tür şeylerin ürettiği sonuçlar olsa olsa dayanıksızdır.

Shugyō nerede ne zaman yapılır?

Günlük yaşamınızın içinde pratik yapmak bir tür eğitimdir. Zorlukların üstesinden gelmek ve bir sonraki seviyeye ulaşmaya çalışmak da eğitimdir. Dizi izlemek veya arkadaşlarınızla vakit geçirmek yerine dojo’ya gitmeyi tercih etmek, uzun saatler boyunca fiziksel pratikle eşliğinde zihinsel konsantrasyonu korumak, bunlar sonunda kendini ödüllendirir. Pratiğinizin her seferinde 10 saat veya 2 hafta sürmesi gerekmez, ancak eğitimimiz boyunca zaman zaman bu tür pratikleri eklemek bize fayda sağlar. Eğitim sırasında sevmediğimiz insanlarla veya sorun çıkaranlarla başa çıkmak da eğitimin bir parçasıdır. Bu durumlara sürekli odaklanmak, bizi bir hafta sonu inzivasından daha ileriye götürecektir. Elbette, kendinizi rahat olmayan alanlara itmenin bazı faydaları vardır. Bu konuda hiçbir şey kazanılmayacağını söylemiyorum. Ancak eğitim ve derin pratik konusunda zihninizi açık tutun ve kısa yollara veya zaman kaybı olan gerçek pratiklere aldanmayın.

Günlük hayatımız bizim gerçek keiko ve shugyōmuzdur. Kendimiz ve diğerlerine karşı şefkatle doğru bir şekilde yaşamak. Hatalarımıza ve diğerlerine karşı nazik olmak. Kusurlarımızın ve zayıf noktalarımızın farkında olmak. Kendi hatalarımızı kabul etmek ve neden aşırıya kaçtığımızı anlamak. Güçlendirilmesi gereken yanlarımızı desteklemek, sağlıklı olmak ve sanatımızı ne kadar doğru bir şekilde öğrenebilmek için bilgelik kazanmak. Dojo içinde ve dışında sürekli dikkatli olmak bizim sürekli shugyō‘muzdur. Bu meditasyon (dikkat) bilgelik kazandırır. Bilgelik bizi kendimizi ve sanatlarımızı daha iyi anlamaya götürür.

Ciddi savaş sanatçıları, müzisyenler veya zanaatlarını ciddiye alan herkes keiko ya da shugyõ yapar.

2018 S.F.Radzikowski

Kaynak: Shinkanryu.org / shugyo-keiko
Çeviri: Oğuzhan Yılmaz
Kapak Görseli: Pexels

Bir yorum bırakın

Total
0
Share