Mitsugi Saotome Shihan, Aikido’nun kurucusu O-Sensei Morihei Ueshiba’nın hala yaşayan en eski öğrencilerinden biridir. Saotome Sensei, 1959’dan 1969’da ölümüne dek O-Sensei ile Aikido çalışmış ve Hombu Dojo’daki çoğu uchi-deshi’nin aksine, O-Sensei’nin kişisel uchi-deshi’si, (doğrudan -yatılı- öğrencisi) olmuştur. O-Sensei’nin ölümünden sonra ise , 1975 yılına kadar Hombu Dojo’da kıdemli eğitmen olarak ders vermeye devam etmiş ve ardından Aikido’nun Dünya çapında büyümesine katkıda bulunmak için ABD’ye taşınmıştır.
Aynı yıl Saotome Sensei, Ueshiba’nın Aikido Okulları organizasyonunu kurdu. (ASU, Aikido Schools Of Ueshiba) Sarasota Aikikai, Chicago Budokan Dojo ve Washington D.C.’deki Aikido Shobukan Dojo da dahil olmak üzere birçok ABD dojosunun kurucusu, dojo cho’su veya baş eğitmeni oldu.
Her yıl yapılan ulusal ve uluslararası seminerlere ek olarak, Saotome Sensei Washington DC’de ABD Askeri Özel Kuvvetleri ve ABD Güvenlik Kuvvetleri’ne dersler verdi. Aikido üzerine dört kitap yazdı ve Birleşmiş Milletler’e Aikido’yu tanıttı.
Saotome Sensei’nin 1975 yılında kurduğu organizasyon bugüne kadar önemli ölçüde büyümüştür. Şu anda ASU’da 100’den fazla dojo bulunmaktadır. Buradan tüm ASU dojo’larını görebilirsiniz.
Metodoloji üzerine bir not
Bu makalede yer alan bilgiler kapsamlı araştırmalardan ve yapılan bir çok röportajdan elde edilmiştir. Elbette bizzat Saotome Sensei ve oğlu Taiji Saotome tarafından sağlanan kaynaklar kullanılmıştır. Ayrıca Sensei’nin öğrencilerinin, John Messores Sensei, Mary ve Bill McIntire Sensei, Gary ve Ania Small Sensei, Wendy Whited Sensei, Josh Drachman Sensei, Bill Gleason Sensei ve diğerlerinin katkıları büyüktür.
Makale biraz uzun olabilir. Bu içerik listesini kullanarak istediğiniz bölüme doğrudan gidebilirsiniz.
- İlk Yıllar (1937-1953)
- Saotome Sensei’nin Aikido’yla Tanışması (1954)
- Saotome Sensei’nin Hombu Dojo’da İlk Yılları (1954-1958)
- Saotome Sensei, Hombu Dojo’da Bir Uchi Deshi (1959-1975)
- Saotome Sensei ABD’ye Taşınnmaya Karar verir (1975)
- ASU’nun Temelini Atan İlk Aikido Kış Kampı (1975)
- Saotome Sensei’nin D.C. ve Chicago Yılları (1979-1995)
- Aiki Shrine (1995-Günümüz)
- Saotome Sensei’nin Öğrencilerinden Hikayeler
- Saotome Sensei’nin Hayatındaki Önemli Anlar
- Saotome Sensei Kitapları
- Saotome Sensei Videoları
- Fotoğraflar
- Makaleler
İlk Yıllar (1937-1953)
Mitsugi Saotome Sensei, 7 Mart 1937’de Tokyo’da biri kız olan üç kardeşin en küçüğü olarak doğdu. Babası, dolaplar ve mobilyalar yapan usta bir ağaç işçisiydi ve çıraklar yetiştiriyordu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, henüz yedi yaşındayken, Saotome Sensei’nin aile evi, bir Müttefik Kuvvetler uçağından atılan bombayla yok edildi. Annesinin ailesi, pirinç ekilen tarım arazilerinde yaşıyorlardı. Yangın sonucunda aile hep beraber kırsal alanda yaşamaya başladı.
Bir süre sonra Tokyo’ya döndüğünde, eskiden evlerinin olduğu yerde koca bir delik vardı ve sadece iki duvar ayakta kalmıştı.
Yaklaşık beş yıl sonra, Saotome Sensei ortaokuldayken, babası aniden vefat etti. Annesi aileyi desteklemek için bir restoran açtı ama kendisi de iyi durumda değildi. Bu yüzden Saotome Sensei ve kardeşleri aileye yardım etmek için erken yaşta çalışmaya başladılar.
Saotome Sensei, 16 yaşında lisedeyken hocası Sumpo Kuwamori ile Judo çalışmaya başlayarak savaş sanatlarına adım atmış oldu. Yaşına göre iri yapılıydı ve o zaman ailesinin de yaşadığı Tokyo’da liseler arası Judo şampiyonu oldu.
Kız kardeşi genç yaşta evlendi ve erkek kardeşi Tokyo’da başarılı bir restoranı yönetmeye devam etti.
Saotome Sensei’nin Aikido’yla Tanışması (1954)
1954’de Saotome Sensei 17 yaşındayken, Kuwamori onu Kuwamori Dojo‘ya götürdü. Böylece Seigo Yamaguchi Sensei tarafından verilen ders, izlediği ilk Aikido dersi oldu.
Aikido o zamanlar hala yeni ve nispeten bilinmeyen bir sanattı. Kuwamori Dojo ise, Aikido’nun dünya merkezi olan Hombu Dojo’nun ilk resmi Aikikai şubesiydi. (Aikikai kelimesinin bir dojo’nun adında kullanılması aslında o dojo’nun Hombu Dojo ile doğrudan bağlantılı olduğu anlamına geliyordu, ancak zamanla bu anlamını kaybetti.)
1954’de o gün Aikido’yu gördüğünde Saotome Sensei’nin ilk düşüncesi “Ah, işte bu gerçek savaş sanatı!” olmuştu.
Onun bakış açısına göre, Judo daha çok bir spordu. Tutuşları vardı ama gerçek bir dövüşte göreceğiniz vuruşlar yoktu. Aikido teknikleri ise gerçek vuruşlara ve saldırılara sahipti.
“[Aikido] dersinden sonra Seigo Yamaguchi Sensei bana parmaklarını tutmamı söyledi. Onları yakaladığım anda kendimi yerde buldum. Nasıl olduğunu bilmiyordum ve tatami minderinin bir köşesine takılıp kendi kendime düştüğümü düşündüm. Bu yüzden tekrar yapmasını istedim. Sanırım beni dört ya da beş kez fırlattı.”
Saotome Sensei
Dersi izledikten sonra Saotome Sensei, Yamaguchi Sensei ve Kuwamori Sensei (kendi judo öğretmeni olan değil, dojo’nun kurucusu olan başka bir Kuwamori Sensei) ile Aikido ve Doğu felsefesi üzerine konuştu.
Hem konuşma hem de izlediği Aikido dersi güçlü bir etki yarattı. Kuwamori Dojo’ya ilk ziyaretinden kısa bir süre sonra, Judo çalışmaya devam ederken, orada Aikido dersleri almaya başladı.
Saotome Sensei’nin Hombu Dojo’da İlk Yılları (1954-1958)
1954’te Saotome Sensei, Kuwamori Dojo’daki derslere katılırken, O-Sensei’nin oğlu -Doshu- Kisshomaru Ueshiba, dojoyu sık sık ziyaret eder ve ders verirdi.
Çoğu kişi o dönem Kisshomaru’ya, Hombu Dojo’nun liderliğini ve Aikido’nun gelişiminin sorumluluğunu üstlenecek bir sonraki Ueshiba olmasına istinaden Waka Sensei (“genç öğretmen”) derdi.
Doshu Kisshomaru Ueshiba, Yamaguchi Sensei gibi öncelikle Hombu Dojo’da ders veriyordu ve nihayetinde Saotome Sensei de Aikido derslerine katılmak üzere Hombu Dojo’yu ziyaret etmeye başladı.
1955’de, Kuwamori Dojo’da Aikido çalışmaya başlamasından bir yıl sonra Saotome Sensei, Hombu Dojo’da derslere düzenli olarak katılmaya başlamıştı.
Saotome Sensei, Hombu Dojo ile ilgili ilk izlenimlerini paylaşırken, dojonun her zaman oldukça temiz olduğunu ve tatami’nin, üzerinde sürekli çalışılmasından dolayı yıprandığını söylüyor.
İlk kez karşılaştıklarında Saotome Sensei, O-Sensei’nin kim olduğunu bilmiyordu. O-Sensei’yi altmışlı yaşlarında, öğrencileriyle sessizce konuşan beyaz sakallı, samimi ve onurlu bir adam olarak tarif ediyor.
Saotome Sensei, O-Sensei’nin hoş geldin demek için konuşmasını kesip yanına geldiğini hatırlıyor. Keza O-Sensei’nin nezaketinden oldukça etkilenmiş. Bu sırada dojo’daki diğer öğrenciler de durup O-Sensei’nin yeni geleni selamlamasını izlemişler. Öğretmenlerine duydukları saygı, dikkatli bakışlarında açıkça görülebiliyormuş.
Saotome Sensei, ilk buluşmanın elektrikle dolu olduğunu ve geçmişte diğer dövüş sanatları eğitmenleriyle tanışırken hiç bu kadar güçlü bir şey hissetmediğini söylüyor.
O zamanlar Hombu Dojo’da çok fazla ders verilmiyordu çünkü öğrenci sayısı hala oldukça düşüktü. Bir sınıfa 10 öğrenci gelirse, Doshu bunun kalabalık bir grup olduğunu söylerdi.
Waka Sensei, gündüz çalışmak zorunda olduğu için yalnızca sabah derslerini yönetiyordu. Diğer dersleri çoğunlukla, Saotome Sensei’nin ilk kez Aikido izlediği dersi veren Yamaguchi Sensei veriyordu. O-Sensei ise sadece pazar sabahları ders veriyordu. Ama bazen dilediği anda derse girip öğretiyordu.
Aikido çalışmasının ilk yılında Saotome Sensei gündüzleri Honda Motors’da çalışıyor ve akşamları da derslere katılıyordu. Bu yüzden O-Sensei tarafından pazar günleri verilen derslere katılabiliyordu.
Bu dersler de bile katılım oldukça azdı ve öğrenci sayısı 15-20 civarında oluyordu. Ama zamanla Hombu Dojo gelişmeye ve büyümeye başladı. Beraberinde derslerin sayısı da arttı.
Bu dönemde Saotome Sensei ilk eşi olan Hiromi ile evlendi. Taiji adında bir oğlu ve Wakana adında bir kızı oldu.
Saotome Sensei, Hombu Dojo’da Bir Uchi Deshi (1959-1975)
Saotome Sensei, Kuwamori Dojo’da ilk defa Aikido’yu gördükten üç yıl sonra, 31 ocak 1957’de shodan (1.Dan) derecesini aldı.
İki yıl sonra nisan 1959’da O-Sensei’nin kişisel uchi-deshi’lerinden, kişisel yatılı öğrencilerinden biri oldu. (Hombu Dojo’da bu konum için kullanılan İngilizce kelime “apprentice” idi. -çırak- )
Aikido öğrettiği tüm zamanlar boyunca O-Sensei az sayıda kişiyi kişisel uchi-deshi olarak, yani doğrudan kendisine hizmet eden öğrenci olarak kabul etmişti. Bu kişilerin dışında bir çok Hombu Dojo uchi-deshi’si ve çok daha fazla soto-deshi vardı. Soto-deshi, dışarıdan gelen, dojo dışında yaşayan, dışarıda bir işi ve ailesi olan ve Aikido çalışmak için dojoya gelen öğrenciler anlamına gelir.
O sırada Saotome Sensei’nin arkadaşları, Honda Motors’daki güvenli ve istikrarlı işini, asla finansal istikrar sağlamayacak bir yol için bırakmasının çılgınca olduğunu söylüyorlardı.
Ama kendisi bunun doğru tercih olduğundan emindi ve annesi ve kardeşleri de bu seçimi destekliyorlardı.
Artık uchi-deshi olan Saotome Sensei, ilk defa O-Sensei’nin ukesi (teknik gösterirken partneri) olma ayrıcalığına kavuşmuştu. Aikido çalışmasında oldukça büyük bir gelişmeydi bu. Daha önceki yıllarda O-Sensei’nin karşısına çıkmasına izin verilmiyordu.
Bir uchi-deshi olarak Saotome Sensei dojoda yaşadı ve zaman zaman O-Sensei ile seyahat etti, otomo (eşlikçi) olarak O-Sensei’ye hizmet etti, ders vermek için oradan oraya gezerken çantasını taşıdı.
O-Sensei’yi nazik ama aynı zamanda sert biri olarak hatırlıyor. Herkese büyük bir saygıyla yaklaşan biriydi. Saotome Sensei Hombu Dojo’da yaşarken O-Sensei’nin eşi de herkese çok kibar davranırdı. Aynı zamanda Saotome Sensei’yi torunu gibi görür ve Ueshiba ailesinin bir parçası gibi hissetmesini sağlardı.
Bir öğleden sonra Saotome Sensei bir ders veriyordu ve O-Sensei izlemeye gelmişti. Uchi-deshi olduktan bir kaç yıl sonra Saotome Sensei, dojoda kıdemli eğitmen seviyesine yükselmişti.
O-Sensei izlerken, genellikle derslerin sonunda oturularak yapılan ve bağlantı ve nefese odaklanan Kokyū Tandenhō çalışılıyordu. Bu sırada Saotome Sensei’nin öğrencilerinden bazıları çalışma sırasında birbirlerini alt etmeye çalışıyorlardı.
O-Sensei bunu gördüğünde dersi durdurdu ve Saotome Sensei ve öğrencilerine kısa bir konuşma yaptı: “Aikido rekabetle ilgili değildir. Rekabet her şeyi mahveder.”
Bu olay Saotome Sensei üzerinde derin bir etki bıraktı ve bu hikayeyi hayatı boyunca bir çok kez anlattı.
14 Ocak 1968’de Saotome Sensei “shihan” (usta eğitmen) seviyesine terfi etti. Shihan unvanı Aikido dünyasında çok büyük bir onurdu ve o dönemde sadece, az sayıda ustalaşmış Aikido eğitmenine verilmişti.
Sonraki sene 26 nisan 1969’da O-Sensei 87 yaşında vefat etti.
Saotome Sensei 1975’e kadar Hombu Dojo’da devam etti. Tam zamanlı bir Aikido eğitmeni ve Dojo-cho (dojo yöneticisi) olarak Hombu Dojo’dan ayrıldığında tam 15 yıldır orada yaşıyordu ve 8 yılını doğrudan O-Sensei ile çalışarak ve yaşayarak geçirmişti.
Aikido dünyası gelişirken, Hombu Dojo’da yaşadığı dönemde Saotome Sensei’ye bir çok onur ve pozisyon verildi. Tokyo’da bir kaç dojonun çalışmaya başlamasını sağladı. Hombu Dojo’yu desteklemek için gayri resmi bir dernek kurdu. Aikido hakkında anlayış ve farkındalık oluşturmak için Japonya ve dışında bir çok halka açık savaş sanatları etkinliğinde yer aldı.
Aynı zamanda Hombu Dojo’da silah derslerinin baş eğitmeniydi ve bu pozisyonu 1975’de Amerika’ya gitmek üzere ayrılıncaya kadar taşıdı.
Saotome Sensei ABD’ye Taşınnmaya Karar verir (1975)
1975 Yılında Sarasota, Florida’da yaşayan Bill McIntyre Sensei, Amerika’ya yerleşmeyi ve hem kendisine hem de öğrencilerine öğretmeyi düşünebilecek bir Aikido eğitmeni bulmak umuduyla Hombu Dojo’yu ziyarete geldi.
Hombu Dojo’da Aikido çalışarak geçirilen bir zamandan sora Bill McIntyre Sensei, Saotome Sensei’den, öğrencilerinden birini Amerika’ya göndermesini rica etti.
Saotome Sensei “ben gelirim” diye cevap verdiğinde McIntyre Sensei şok olmuştu. Çeviriyle ilgili bir sorun olduğunu düşünerek, herhangi birinin gelip gelemeyeceğini sorduğunu açıklamaya çalışırken Saotome Sensei tekrar aynı cevabı verdi: “Ben gelirim.”
Bu McIntyre Sensei ve öğrencileri için inanılmaz ve hiç beklenmeyen bir gelişmeydi. Saotome Sensei’nin kıdemli öğrencilerinden birini umarken, bizzat ustanın kendisine ulaşmışlardı. McIntyre Sensei mümkün olduğu anda Amerika’daki öğrencilerini aradı ve onlara inanılmaz haberi verdi.
Bu hikayeyi anlatırken Saotome Sensei, son bir karar vermeden önce birkaç gün boyunca düşündüğünü açıkça belirtti. Bu günler boyunca ilahi, manevi bir müdahalenin kendisine rehberlik ettiğini hissediyordu. Bu his O-Sensei’nin kendisinden isteyeceği şeyin, Aikido öğretmek üzere ABD’ye taşınmaya karar vermesi olduğunu söylüyordu. O-Sensei’nin bir öğrencisi olarak, Aikido’nun tüm dünyaya yayılmasına yardım etmekle görevlendirilmişti ve kararını bu yolda bir adım daha olarak gördü.
O zamanlar ABD, Saotome Sensei’nin de gördüğü gibi, yeni fikirlerin benimsendiği bir gelişme noktasındaydı. Böyle bir ortam, Aikido’nun benimsenmesi ve taşıdığı barış ve uyum mesajının yayılması için ideal bir alt yapı sağlayacaktı.
Saotome Sensei Japonya’dan ayrılmadan önce, Hombu Dojo’da onu onurlandırmak için büyük bir kutlama yapıldı ve dojo’nun tüm kıdemli eğitmenleri kadeh kaldırmak ve ABD’de iyi şanslar dilemek üzere oradaydılar.
ASU’nun Temelini Atan İlk Aikido Kış Kampı (1975)
Saotome Sensei ABD’ye 1975 yılının mayıs ayında geldi.
Gelişinden iki ay sonra, temmuz 1975’de, Bill McIntyre Sensei Sarasota Dojo’da bir hoş geldin semineri düzenledi ama katılım beklendiği kadar yüksek değildi.
ABD’de geçen ilk yıldan sonra Saotome Sensei, Bill McIntyre Sensei’nin dojosundan ayrılmaya ve Sarasota Aikikai ismiyle kendi dojosunu kurmaya karar verdi. Aynı zamanda Hombu Dojo ile ilişkisinde bazı değişiklikler yapmış ve artık Aikido Dünya Merkezinden bağımsız olarak hareket etmeye karar vermişti.
Yeni yıl yaklaşırken Sarasota Dojo’nun öğrencileri bir kış kampı organize etmeye karar verdiler. Böylece ABD’nin diğer bölgelerinden gelenler katılabilecek ve Saotome Sensei’nin yöntemini görebileceklerdi.
Kamp 26 aralık 1975’de başladı ve 7 gün boyunca devam etti. ABD’nin her yerinden yaklaşık 85 kişi katılmıştı. Saotome Sensei’nin yanı sıra, hali hazırda ABD’de yaşayan Terry Dobson Sensei, Ed Baker Sensei ve Frank Hreha Sensei de kamp süresince ders veriyordu.
Sarasota Dojo’nun kıdemli öğrencisi ve o günden bugüne Saotome Sensei’nin en kıdemli öğrencilerinden biri olan John Massores Sensei, kamp boyunca tüm diğer dojo öğrencileriyle birlikte yorulmaksızın çalıştıklarını hatırlıyor.
Son dakikada dojo çalışma mekanını değiştirmek zorunda kalmıştı ve yeni mekan (Sarasota’da küçük bir Katolik okulu olan Cardinal Mooney lisesi) katılımcıların orada uyumalarına izin vermiyordu. Kalacak yer boşluğunu doldurmak için Messores Sensei 50’den fazla insanı lisenin hemen yanında kiraladığı üç yatak odalı evinde ve evin bahçesinde misafir etti. Tüm bu insanlar tek şansları olan Messores Sensei’nin evinin mutfağını kullanıyorlardı. Bir çok insanın yemeklerin hazırlanmasına yardım ettiği mutfakta hiç bitmeyen bir çalışma vardı.
Tüm lojistik engellere rağmen, dar alanlar ve titiz Aikido çalışması, katılanlar arasında güçlü bağlar kurdu ve kamp başarılı oldu.
Messores Sensei geriye dönüp baktığında, o ilk kış kampında oluşan bağların, daha sonra Ueshiba Aikido Okulları’nın (ASU) kurulmasıyla resmileştirilecek olan ilişkilerin temelini oluşturduğunu söylüyor.
Saotome Sensei’nin D.C. ve Chicago Yılları (1979-1995)
1979 yılında Saotome Sensei Sarasota FL’den Washington DC’ye taşındı ve orada Aikido Shobukan Dojo’yu kurdu.
D.C.’ye taşınmaya karar vermesiyle ilgili olarak Saotome Sensei, Aikido’nun mesajını daha geniş bir kitleye yayabileceği büyük bir metropolde olmak istediğini söyledi. D.C.’yi seçmesinin sebebi ise, (dünya çapında etkisi olabilecek) hükumet kararlarına dahil olan insanların, Aikido’nun uyumu ve barışçıl çözüm yollarıyla tanışmaları gerektiğini düşünmesiydi.
1982’de DC’de yaşarken Saotome Sensei kıdemli öğrencilerinden biri olan Pat (Patty olarak da bilinir) Roberts ile evlendi.
D.C.’de geçen 6 yılında ardından 1985’de Saotome Sensei Chicago’ya taşındı ve orada Chicago Budokan Dojo’yu kurdu.
Chicago Budokan Dojo’da Dojo-cho olarak üç yıl geçirdikten sonra ise tekrar D.C’ye döndü ve Aikido Shobukan Dojo’da dojo-cho görevine kaldığı yerden devam etti.
Aynı yıl, ASU 13 yıllık bağımsız çalışmasının ardından Hombu Dojo tarafından resmen tanındı. ASU bugüne kadar bağımsızlığını korurken, aynı zamanda Aikido’nun dünya çapında yaygınlaşmasına yardımcı olmak üzere Hombu Dojo tarafından kurulan Uluslararası Aikido Federasyonu’nun ve Aikikai Vakfı’nın katkıda bulunan bir üyesi olarak tanınan tek Aikido kuruluşudur.
Aiki Shrine (1995-Günümüz)
1995’de Saotome Sensei Florida’nın batı sahiline yerleşmeye karar verdi.
1997 ise Myakka City’de Aiki Shrine Dojo’yu (Aiki Mabedi) kurdu. Florida kırsalında benzersiz bir açık hava dojosu.
Aiki Mabedi’nin tasarımı, Iwama’da O-Sensei’nin hayatının son 27 yılını geçirdiği Iwama Mabedi’nden esinlenilmişti. Saotome Sensei inşa sırasında, gençliğinde Iwama Mabedi’nde çalışırken hissettiği derin maneviyat duygusuyla ve doğayla olan bağı yeniden yaratmak ve korumak istedi.
Iwama dojo’da olduğu gibi, Aiki Mabedi’nin de dört duvarından üçü çalışma öncesinde kaldırılarak dersler sırasında doğa ile doğrudan temasa izin verilir. Dördüncü duvarın manevi bir işlevi vardır. Tüm Aikido dojolarının merkezi yapı taşı olan kamiza veya sunak noktasına ev sahipliği yapar.
2016 Yılında, Saotome Sensei, yaşayan bir miras olarak Aiki Mabedi’nin sahipliğini, gelecekte de ASU eğitmen ve öğrenci nesillerini bir araya getirmesi ve O-Sensei’nin maneviyatıyla köklü bir bağ kurması amacıyla ASU’ya devretti.
Günümüzde Saotome Sensei düzenli olarak Aikido öğretmeye devam ediyor. Aiki Mabedi’nde yaptığı derslerin yanı sıra, Aikido Shobukan Dojo’da (D.C.), Florida ve Kaliforniya’daki dojolarda ve ABD’nin daha bir çok yerinde seminerler vermek için her yıl seyahat ediyor.
Şimdi odak noktası, gelecek nesil Aikido öğrencilerine ilham vermek, gelişimlerini sağlamak ve bu sırada ASU öğretmenlerinin de seviyesini yükseltmek.
Önemli olan şu: vizyonum ve şu anki işim gelecekteki Aikido liderlerini yetiştirmek. Gençler, Aikido’nun geleceğidir. Aikido sayesinde barışçıl bir toplumu keşfedebiliriz.
Saotome Sensei
Saotome Sensei’nin Öğrencilerinden Hikayeler
Saotome Sensei, Amerika’da yaşadığı süre boyunca yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir ve bunların birçoğu Aikido öğretmeni olarak yollarına devam etmektedirler. İşte onların hikayelerinden ve anılarından bazıları.
_Nazik Olmanın Önemi_ Mary ve Tom McIntire Sensei
Saotome Sensei, 70’lerin ortalarında bir gün Sarasota’da zorlu bir ders veriyordu. Fiziksel tempo çok yüksekti ve herkes çok fazla ukemi yapıyordu. – ve unutmayın, Florida’da yaz aylarındaydık ve hepimiz çok terliyorduk. Ders sırasında Saotome Sensei herkesi bir kenara fırlatıyor ve kendisi de gerçekten çok sıkı çalışıyordu.
Dersten sonra hepimizi oturttu ve gi’sinin içine uzanıp bir yumurta çıkardı. Bütün ders boyunca o yumurta oradaydı! İnanılmazdı. Hepimiz çok sıkı çalışmıştık, durmadan düşüp kalkmıştık ve o tüm ders boyunca gi’sinde bir yumurta taşımıştı.
Sonra şöyle dedi:
“Hepiniz sırılsıklam oluyorsunuz. Hepiniz çok yorgunsunuz. Ama doğru yaparsanız o kadar çok yorulmanıza gerek yok. Daha nazik olmalısınız.”
Ardından yumurtanın çiğ olduğunu göstermek için kaseye kırdı. Hepimizi çok etkilemişti ve bu elbette çalışma yöntemlerimize yansıdı.
_Cinsiyet Rolleri_ Wendy Whited Sensei
Sensei Amerika’ya ilk geldiğinde, kadınların Aikido yapmamaları gerektiğine dair bir algı taşıyordu. Çünkü bebek yapmak için gerekli donanıma sahiptik ve bunlar dojoda oraya buraya çarparak rahatsız edilmemeliydi.
Ama Susan McIntyre ve Patty Roberts’ı hesaba katmamıştı. Sensei’nin birkaç günlük dersinden sonra, uke olmak istediklerini söylediler. Patty ve Susan hayır cevabını kesinlikle kabul etmezlerdi, bu yüzden Sensei derslerde kadınları uke almaya başladı ama hala seminerlerde almıyordu.
Ancak 1977’de Saotome Sensei’nin Wisconsin’de bir seminer verdi. Dersten sonra ilk gece öğrenciler bir araya toplanmışlardı ve genç kadınlardan biri Sensei’ye dojoda kadınların rolünü sordu.
Sensei, bebek yapma becerilerini korumaları gerektiğinden, kadınların çay servisi yapabileceklerini ve kocalarının eğitim görebilmesi için evi koruyabileceklerini söyledi. Soruyu soran genç kadın buna cevaben, bebek yapma donanımının -erkeklerde olduğu gibi- dışarıda olmasının, içeride olmasına göre çok daha zarar görebilir olabileceğini söyledi.
Sensei’nin bunu düşündü ve ertesi gün kadınlar uke olmaya çağrıldılar. Bundan sonra da, Sensei’nin öğrettiği her yerde kadınlar uke olmaya devam ettiler.
_Saotome Sensei ile Karşılaşma_ Raso Hultgren
Saotome Sensei ile ilk kez 1970’lerin ortalarında Stanford Üniversitesi’nde bir günlük seminer verirken karşılaştım. Kuzey Kaliforniya’da Aikido dünyası henüz küçüktü ve ev dojolarımızda başladığımız yolculuğa, O-Sensei’ye uchi deshi olmuş usta öğretmenleri misafir ederek devam ediyorduk. Frank Doran Sensei’nin gelişen ve Aikido West’in öncüsü olan Stanford Aikido Kulübü, üç büyük eğitim alanından biriydi ve bölgesel seminerlerin çoğuna ev sahipliği yapıyordu.
Küçük bir grubun daveti üzerine Florida, Sarasota’ya taşınmak için Hombu Dojo’daki eğitmenlik görevinden istifa eden Saotome Sensei’nin, Tokyo shihanları arasında gülümseyen tek kişi olduğunu duymuştum. Daha sonra Hombu Dojo’da çok sert olduğunu ve asla gülümsemediğini söylemişti. Ama onu Stanford Spor Salonu’nun koridorunda ilk gördüğümde, boynuz çerçeveli gözlüklü ve takım elbiseli yakışıklı, sağlam ve gülümseyen bir adam olduğunu hatırlıyorum.
Derse başladığında, takım elbise beyaz gi ve siyah hakamaya dönüşmüştü ama kesinlikle gülümsüyordu.
Ders ilahi bir sanat eseri gibiydi. Komik, müzikal ve sanatsaldı. Uke’sini gitar gibi çaldı, kolunu bir kobraya çevirdi ve ceylan benzeri bir koşuya girmeden önce tahta kılıçla on siyah kemeri hafif ve temiz bir şekilde savuşturdu. O-Sensei’den tutkuyla bahsetti. Ve günün sonunda, gi’sinden yıldız tozunu alıp bize üfledi – O-Sensei’nin Ki’si – ve ben bunu hissettim….!
Biraz para kazandıktan sonra Japonya’ya gitme planlarım vardı, bu sanatın ateşini taşıyanlardan ders almak istiyordum. Ama şimdi planımdan sapıyordum. Bu kişiyle çalışmak istiyordum, bu beden sanatçısıyla, güzelliği bilen, mücadele etmeyen, bir tanrının duruşuna sahip olan ve gülümseyen bu kişiyle.
Birkaç ay sonra hepimiz yine oradaydık. Büyük açık spor salonunda hatırası yavaşça hafızamdan silinmekte olan o çok başarılı eğitmenle antrenman yapıyorduk. Söylentiye göre o akşam üst düzey öğretmenler toplantısı yapılacaktı. Dersten sonra soyunma odasında kıyafetlerimi değiştirmiş, bağ evinin kapısından çıkıp, eve dönmek üzere otoparka yürüyordum. Taştan basamaklar çimen ve ağaçlarla kaplı bir avluya açılıyordu. .
Ve onu bir hayalet gibi gördüm. Tabana kadar uzanan mor örgülü bir pelerinle ve kolunun üzerinde katlanmış bir şemsiyeyle ağaçların arasında bir imparator gibi yürüyordu Saotome Sensei.
İşte bu benim adamım, dedim kendi kendime. Gücün, güzelliğin ve yaratıcılığın buluştuğu nokta…
_Savaşçı Bilincinin Önemi _ Tom McIntire Sensei
Suwari Waza Shomenuchi Ikkyo çalıştığımı hatırlıyorum. Sarasota’da 70’lerin sonlarına doğruydu.
Sensei gelip partnerimi kenara çekti ve benden atak yapmamı istedi.
Ben de var gücümle vurmaya çalıştım. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kaburgalarıma tekme attı. İnanamamıştım. Hızlı, sert ve şaşırtıcıydı.
Böyle dizlerinin üzerinde çalışırken tekme atmanın mümkün olacağını düşünmemiştim. Ama Sensei, her vurmaya çalıştığımda, arka arkaya en az üç veya dört kez aynı şeyi yaptı.
Bir kaç güçlü tekme yedim ama bundan kayda değer bir şey öğrendim. Bu eğitici öğe gösterdiği şeyin tam da merkezinde duruyordu aslında.
Atak yaparken kendimi açıkta bıraktığımı sözlerle açıklamadı. Bunun yerine bana hayal edebileceğim en atletik ama zarif yollardan biriyle gösterdi. Gerçekten güçlü bir iz bıraktı ve bundan sonra kaburgalarımı korumayı ve genel olarak kendimi nerede açtığımı fark etmeye başladım.
_ Saotome Sensei ile Temas_ John Messores Sensei
Saotome Sensei için uke olduğunuzda hissettiğiniz öyle güçlü bir şey var ki başka kimseyle bu duyguyu yaşayamıyorsunuz. Bana göre bu duygu uke için küçük bir işaret aslında; arzu etmeniz gereken bir şey bu.
Neredeyse hiçliğe yumruk attığınız duygusu. Ve sonra kendini havada buluyorsun.
_Bir öğretmen olarak Saotome Sensei’nin Eşsiz Karakteri_ Wendy Whited Sensei
Aikido çalışmaya başladığımda öğretmenim Japondu ve derslerde neredeyse hiç gülümsemezdi. Ama Saotome Sensei’yi ilk gördüğümde, eğilip dersi açtıktan sonra insanlara dönüp Japonca “hoşgeldiniz, burada olduğunuz için çok mutluyum” demiş ve en güzel gülümsemesini göstermişti.
Arkasından tam bir şaşkınlık içinde gördüm ki eğlenceli biriydi.
Devasa spor salonunda beş dakikalık bir serbest stil (yani birden fazla saldırganla randori antrenmanı) yaptı. Randori sırasında, arkasından ukeleri gelirken tribünlere koştu, genç bir çocuktan kırmızı bir helyum balonu aldı ve saldırganlarıyla savaşmak için kullandı.
Ben şaşkınlıktan ne olduğunu anlayamadan tekrar tribünlere koştu, balonu çocuğa geri verdi ve randoriye devam etti. Öğretmenimi bulduğumu biliyordum.
Saotome Sensei’nin Hayatındaki Önemli Olayların Zaman Çizelgesi
- 7 Mart 1937—S. Sensei’nin doğum günü
- 1954—İlk kez bir Aikido dersini izler
- 1955—Hombu Dojo’da O-Sensei’nin derslerine katılmaya başlar
- 1957—Shodan (1.Dan) derecesini alır
- 1959—O-Sensei’nin kişisel uchi-deshi’si olur
- 1960—Hombu Dojo’da ders vermeye başlar
- 1968—Shihan rütbesini alır
- 26 Nisan 1969— O-Sensei’nin ölümü
- 1975—ABD’ye yerleşir, Sarasota Aikikai ve Aikido Schools of Ueshiba kurulur
- 1975-1979—Sarasota Aikikai’de kurucu ve Dojo Cho
- 1979-1985—Aikido Shobukan Dojo, D.C.’de kurucu ve Dojo Cho.
- 1985-1987—Chicago Budokan Dojo’da Dojo Cho
- 1988, Ocak—ASU, Hombu Dojo tarafından tanınır.
- 1988-1995— Aikido Shobukan Dojo, D.C.’de kurucu ve Dojo Cho.
- 1995-Günümüze kadar—Myakka City Aiki Shrine’da Dojo Cho
Saotome Sensei’nin Kitapları
- Aikido and the Harmony of Nature (1986)
- The Principles of Aikido (1989)
- Living by Design (2004)
- A Light on Transmission (2015)
Saotome Sensei’nin Videoları
Bu liste Saotome Sensei ve dersleri içeren bazı videoların listesidir. Elbette tam kapsamlı bir liste değil. Dahil edilmesi gerektiğini düşündüğünüz videolarınız varsa, lütfen Guy Hagen Sensei’ye [guy@asu.org ] bir e-posta gönderin.
- Friendship Demo 1985 (https://youtu.be/DlVamITooJg)
- Sword of Aikido (https://youtu.be/5LYaN2OUZ-g)
- Biofeedback at 12th Street Dojo (https://youtu.be/zobpjjYEjcg)
Fotoğraflar
Saotome Sensei’nin hayatına dair daha fazla fotoğraf görmek için aşağıdaki bağlantıyı açınız.
https://asu.org/saotome-sensei-pictures/
Makaleler
Boş Ayna Blog kapsamında, Saotome Shihan’ın yazılarından ve anlatılarından yapılmış bir çeviri arşivi bulunmaktadır. Aşağıdaki bağlantıyı açarak ulaşabilirsiniz.
https://www.bosayna.com/mitsugi-saotome-shihan/
Kaynak: https://asu.org/saotome-shihan-biography
Çeviri : Oğuzhan Yılmaz