Bu yazı dizisi, Roy Æ Hodges tarafından yazılan ve Shugyokai web sitesinde yayınlanan makalelerin çevirilerinden oluşmaktadır.
Sayın Ogawa yazı talebimle ilgili bana dönüş yaptığında açıkçası bunu yazmayı beklemiyordum. Uchi-deshi yaşamının anlatılması gereken bir hikaye olduğunu düşünüyorum çünkü Budo(Savaşçı Yolu) gelişecekse, hayatta kalmak için yayılmanın bir yolunu bulması gerek. İnsanlığın ve dünyanın yardıma ihtiyacı var. Bunun bir parçası olmak ve tüm Budo’ların büyüdüğünü görmek istiyorum. Çünkü bunun her bir varlığa, topluma, dünyaya ve ötesine fayda sağlayabileceğini hissediyorum. Budo’nun; gerçek Budo’nun dünyayı aydınlattığına ve Aikido’nun da, diğer birçok sanat ve sanatları çalışan dostlarımızla birlikte, bunun bir parçası olduğuna inanıyorum. İnsanların Uchi-deshi(Yatılı öğrenci) hayatını anlamak için biraz yardıma ihtiyacı olabilir ve bunun Sensei’nin de görmek istediği son görevlerden biri olduğunu biliyorum. Bu vizyonu paylaşıyorum, yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum.
Mitsugi Saotome Sensei Hakkında
Saotome Sensei Morihei Ueshiba’nın (O’Sensei) onuruna isimlendirdiği, Aikido Schools of Ueshiba(A.S.U.) organizasyonunun kurucusu ve baş eğitmenidir. Öğrencileri ve birçok misafiri tarafından derin eklektik bir sanatsal duyarlılıklara sahip, doğuştan yetenekli ve çalışkan bir Aikido uygulayıcısı olarak görülür. 7 Mart 1937’de Tokyo’da doğdu ve üç kardeşin en küçüğüydü. Babası usta bir ahşap işçisi ve annesi ise yemek pişirme ve halk kültürleri üzerinde oldukça bilgiliydi. Babası bir zamanlar sekiz çırağın ağaç işleme işini öğrenmesinden sorumluydu ve bu Saotome Sensei’ye kendi ilgi alanları için ilham kaynağı oldu. Sensei, “bütün yaz boyunca” annesiyle dans ettiği festivallerle ilgili güçlü hatıraları olduğunu söylüyor ve tarihi Japon halk şarkılarının kayıtlarını dinledikten sonra oturma odasının etrafında hızla dans edip şarkılar söylüyor. Birçok yerliyle direk diktiğini (çn: geleneksel bir tören) ve bu toplulukların uyumundan ilham aldığını hatırlıyor.
(Foto: Roy Æ Hodges 2020)
Kısa bir süre sonra İkinci Dünya Savaşı patlak veriyor. “Çok fazla yıkım” diyor uzaklara bakarak ve hala onun ve aynı nesil Japonların maruz kaldığı travmalara dair güçlü duygular taşıyor. Kendi ailesinin ve diğer birçok ailenin evlerinin yıkımını hatırlıyor. Anlatırken “her şey gitti”, diyor ve sadece “gitti herşey gitti” diye tekrarlıyor. Bir duraklamadan sonra ellerine bakarak, arkadaşının Hiroşima’ya gitmesinden ve onu bir daha görememesinden bahsediyor. Sensei ve ailesi, annesinin ailesiyle birlikte yaşamak için Tokyo’dan ayrılmışlar ve beş yıl sonra geri dönmüşler.
Saotome Sensei’nin babası, bundan kısa bir süre sonra vefat eder ve annesi gelir elde etmek için küçük bir teppanyaki restoranı açar. Elleriyle küçük işareti yaparak “sadece birkaç kişi,” diyor Sensei. Bir süre sonra ne yazık ki annesi hastalanır ve Saotome Sensei ve kardeşleri erken yaşta evin geçimini sağlamak için çalışmaya başlar. Annesinin yemeklerini sevgiyle hatırlıyor. Ayrı tabaklarda pilav, turşu, tütsülenmiş balık ve deniz yosununu kasesinde karıştırarak gururla, “köy usulü” diye haykırıyor. “Çok sağlıklı,” mideye sığdırabileceğimden fazlasını yemem için işaret ederek bana bakıyor; “yemiyor musun?” İnsan Saotome Sensei’nin hızında, ama ondan önce bitirmeden yemek yemeyi öğreniyor.
Saotome Sensei lisede, Sumpo Kuwamori’nin yanında Judo eğitimi aldı. Bir gün Kuwamori ‘Saotome, Aikido’yu gördün mü? Bir gösteri var, gidip görmeliyiz” demiş ve birlikte gitmişler. Saotome Sensei gösteriden bahsederken gözleri fal taşı gibi açılıyor ve “Hiç böyle bir şey görmemiştim!” diyor. Seigo Yamaguchi Sensei’nin bir sınıfını ziyaret etmiş, Aikido ve felsefesiyle mest olmuş. Daha sonra “bir üniversite profesörü gibi görünen ve kibarca konuşan” Kisshomaru Ueshiba’yı (Doshu) görmüş ve derslerde Doshu’nun varlığından ve saygınlığından çok etkilenmiş.
Hombu Dojo’ya ilk ziyaretini anlatırken utangaç, gergin ve ne yapacağını bilemeyen bir genç adamı taklit ediyor. Bu genç adamın karşısında yaşlı bir adam vardı ve “Dojoma hoş geldiniz! Nerelisiniz!’” diye soruyordu. Yaşlı adamın gür sesini samimiyet ve şefkatle hatırlıyor. Saotome Sensei’nin üzerine belli belirsiz bir utangaçlık çöküyor; “Bu yaşlı adam O’Sensei’ydi!”
Patty Saotome Sensei’nin arşivinden
Bu süre zarfında Saotome Sensei, Honda Motors’da ağır iş makineleri üzerinde çalışıyordu, “Büyük dişlileri kaldırıyorum, biliyor musun? Bu kadar!” sanki yerde büyük bir dişli varmış gibi hareket ediyor, sonra caddenin karşısındaki balkona bakıyor ve kepçe ve kovalı bazı inşaat araçlarını işaret ediyor, “Böyle! Hayal edebiliyor musun?” Saotome Sensei durur, ufka bakarak sigarasından bir nefes çeker, zaman geçer, bulutlar geçer, trafik hareket eder, “O’Sensei ile tanıştım ve hayatım devam ediyordu” Sensei ileriyi işaret eder, sonra aniden elini doksan derece çevirir; “Bunun gibi. Değişti, hayatım aniden değişti.” O sırada görüntülü görüşme ile katılan bir öğrenci, O’Sensei’ye ilk kez atak yaptığında ne hissettiğini sordu.
Saotome Sensei oturduğu koltukta öne eğilir, gözleri açar, sonra geriye yaslanır ve gözlerini daha da açar, “Vay canına!” der. Başka bir röportajda, “omurgasında bir karıncalanma” hissettiğini söylemişti. O’Sensei ile olan bu görüşme ve deneyimden kısa bir süre sonra Aikido eğitimine devam etmişti. O sırada O’Sensei’nin derslerine bir avuç insanın katılmasına rağmen dojo büyümeye devam ediyordu. İlk eşiyle bu dönemde tanıştı ve kısa süre sonra oğlu Taiji Saotome ve kızı Wakana Saotome doğdu. Saotome Sensei, 1959’da O’Sensei’nin yanında uchi-deshi olarak yaşamaya başladıktan sonra düzenli olarak eğitim aldı ve birçok dersi hala net olarak hatırlıyor.
Saotome Sensei ve Doshu Kisshomaru Ueshiba
Patty Saotome Sensei’nin arşivinden
Saotome Sensei’nin O’Sensei ile ilgili anılarının çoğu, Aikido’nun İlkeleri (The Principles of Aikido – 1989), Aikido ve Doğa’nın Uyumu (Aikido and the Harmony of Nature – 1993) ve İletimde Bir Işık (A Light on Transmission – 2014) kitaplarında anlatılmaktadır. Hızla yükselmeye ve Hombu Dojo’da eğitmen olarak sorumluluklar almaya başlar ve ardından 1968’de Shihan olur. O’Sensei’nin 1969’daki üzücü vefatından sonra, Hombu Dojo’da kalır ve Aikido’yu ve yerel topluluklarla ilişkileri geliştirmek için çalışır. Saotome Sensei, Hombu dojo’da Bukiwaza ( silah çalışması ) baş eğitmeni olarak tanınır. Daha sonra 1975’te Amerika Birleşik Devletleri’den bir daveti alır ve birçoklarını şaşırtarak kabul eder.( ÇN: Bu davetin hikayesini okumak için tıklayınız.) Bundan sonra, Saotome Sensei’nin ve ABD’de Aikido çalışanların hayatları değişecekti. Ufukta A.S.U.(Aikido Schools of Ueshiba)’nun doğuşu, birçok öğrenciyle tanışıp akıl hocalığı yapacağı ve müstakbel eşi Patty Saotome ile evleneceği günler vardı; gerisi ise tarihtir.
Saotome Sensei’nin O’Sensei’ye minnettarlığı ve bağlılığı tartışılmazdır ve öğrencilerinin de O’Sensei’nin öğretilerini anlamalarını sağlar. A.S.U., O’Sensei’yi, öğretilerini ve ailesini bir sembol ve kalıcı bir bağlılık simgesi olarak organizasyonun kalbine yerleştirir. Bugün Saotome Sensei ve A.S.U. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Güney Amerika ve Avrupa’daki dojoları birarada tutmaktadır. Kurulan bu ağ ile, O’Sensei’nin öğretilerinin nesiller boyunca aktarılmaya devam etmesi umulmaktadır.
Bu, uchi-deshi yaşamıyla ilgili bir dizi makalenin ilkidir, sonraki bölümler için bizi takip etmeye devam edin. Diğer dillere çevirileri için lütfen bir iletişim talebi gönderin. Bir sonraki yazımız olan “Aikido’ya Yolculuk” yakında yayında olacak.
Roy Æ Hodges
Editörün notu:
M.Saotome Shihan’ın kapsamlı bir biografisine burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz. Ayrıca Saotome Sensei’nin yazılarından ve anlatılarından oluşan arşivimizi de burada bulabilirsiniz.
Kaynak: Uchi-Deshi Life: An Introduction to Mitsugi Saotome Sensei
Kapak Fotoğrafı: Roy Æ Hodges – M.Saotome Sensei, Aikido Shobukan Dojo’da ders verirken
Çeviri: Emrah Öztürk Editör: Oğuzhan Yılmaz