Şimdi oturduğum yerden baktığım dağlar 10 sene önce geçip gittiğim ve yeni bir başlangıca adım attığım yerdi. Sessizliği, onun içindeki belirsizliği ve karşılaşmaları merak ederek 2012 yazını yeniden hatırlıyorum.
Yoga pratiği hayatıma bir apartman dairesinde girmişti, 2012 yazında ise “hayatımı nasıl devam ettirmek” istediğim sorusuyla gönüllülük peşi düşülen yollar belirdi. Mekan ve perspektifim de genişledi. Bedenimde bir alan açılırken, zihnimde de yeni sorular ve yollar beliriyordu. Yıllarca üniversitede sürdürülebilirlik, kamu yararı, bütüncül tasarım konularını çalıştıktan sonra gerçek dünyada kılıf olarak kullanılan terimler çöplüğünde iyice anlamını yitirmeye başlamıştı. Araştırmaya, bir yerlerde kendi gerçekliğime yaklaşmaya başlarım hayaliyle önce Avrupa’da bir Eko-çiftliğin projesine başvurdum. Kabul gelmeyince Türkiye’de “farklı” bir yaşam hayali kuran bir çiftliğe gönüllü olarak başvurdum ve önceki senenin doğal mimari deneyimlerimi de cebime katıp çıktım İstanbul’dan.
Kendine, çevresine zarar vermeden (Ahimsa=Şiddetsizlik ilkesi) bütüne hizmet etme söylemiyle doğaya yakın yaşam kurmaya çalışan bir avuç insanın yanına gönüllü olarak vardığımda tek bildiğim “geri dönmek” istemediğimdi. Belki kibirli, belki biraz da gözüpek bir istek olsa da bir dönüm noktası olduğunu seziyordum. Yıllar önce terk edilmiş bir dağ köyünde üniversite mezunu bir “topluluk”, genç ve dinamik gönüllü ekiple hummalı bir çalışmanın içindeydiler. Ben de okuduğum, yatırım yaptığım konuların işe yarayacağını hissediyordum. Sabah erkenden kalkıp inşaata geçip harç hazırlamak, bazen saatlerce sessizce ve dikkatle bir işe odaklı kalmak. Bütün bunlar dışardan, toprak sıva yapmak gibi görünse de benim için rutinleşmiş yoga pratiğinin başka katmanlarını açıyordu. 1 ay böyle hummalı çalışarak, inşaattan mutfağa, mutfaktan bostana seyirterek geçti. O zamanki günlüklerimde hep bir “dönüşüm” izi var. Doğada her şey her gün değişiyor, bir müdahale etsek de onun akışını bozacak şey bizi de bozuyor. O yüzden iyi gözlemci olmak, bedeni, nefesi izler gibi döngüyü izleyerek hareket etmek çok önemli. Doğru kullanılmazsa foseptik birinin çadırına patlıyor, yeteri kadar boşluk olmazsa program sıkışıyor, basit yaşayalım derken daha karmaşıklaştırabiliyoruz hayatı. İşte tüm bunların açık saçık görülebildiği ve capcanlı yaşanabildiği bir oyunun içindeydim.
Hayatımda anlamdan çok hizmet edebilmeyi ararken bu dağın başında 3 ayı hiç dışarı çıkmadan geçirmişim. Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda ben de bulunduğum ortam da değişmişti ve devam da edecekti değişmeye. Ve doğanın kendi akışına şahit olmak ve buna uyumlanarak yaşamayı denemek için kışı da burada geçirmeye karar verdim.
Günlük rutinler, basit iş bölümleriyle günler birbirini kovalıyordu. Sonbahar bize durmayı hatırlatıyordu. Ben kendi kafamdaki akışları yetiştirmek kaygısından ara ara çıkabilmeyi, durabilmeyi, bazen de harekete geçmeyi yeniden öğreniyordum. Birlikte yaşadığım her insan başka bir alem açıyordu ve bazen sınırlarımı zorluyor, bazen de ayna tutuyordu.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Uzun lafın kısası 2012 yazının gün dönümünden itibaren 2 senemi geçirdim ve kendimle çokça tanış olduğum bu birlikte yaşama deneyi yoga pratiğinin farklı katmanlarını bana açtı. Bir toprak parçası üstünde kendine, çevrene ve insanlara karşı şiddetsiz olabilmeyi, yaşanan zorlukların içinde dürüst kalabilmeyi, toprakla çalışırken açgözlülükle hareket etmemeyi, bir işi adanmışlıkla ve disiplinle sürdürebilmeyi, odaklanmayı, olanla memnun olabilmeyi ve doğanın akışına teslim olabilmeyi bu yaşanmışlıkla tanıdım. Diyemem ki şimdi bütün bu ilkeler hayatımda tam ve akıyor. Hep düşüp kalkıyorum ve hatırladıkça yeniden başlıyorum.
Bazen matın üzerine çıkmadan, pozları ard arda dizmeden, terlemeden de yoga pratiğinin o kadar içinde oluyoruz. Bir gününüzü gözden geçirip, bugün “nasıl” davrandım bakışı, farkındalıkla olanı gözlemleyebilmek zaten pratiğin kendisi. Bazen de durabilmek ve olanla kalmak. Nasıl devam edeceğimi bulduğum değil, ama aramaya başladığım bir sayfa açılmıştı bir dağ başında; şimdi yeniden “ev-beden”e dönmek için yeni karşılaşmalara doğru…
Yağmur Kutlar
14 Mart 2023
Kapak fotoğrafı: Pexels Cole May
Dizinin tüm yazıları.
Yolun başı/ Talebelik ve çıraklık
3 Ocak 2024
Yeniden başlamak
11 Ekim 2023
Yoga: Hayatın içinden bakmak
16 Mart 2023
Belirsizliğin İçinde Dürüstlük
18 Ocak 2023
Written by
Yağmur Kutlar
2011 yılından bu yana Yoga pratiğini sürdürmekte, farklı beden çalışmalarından beslenirken, çocuklar ve yetişkinlerle hareket odaklı paylaşımlar yapmaktadır. “Sade bir yaşam” arayışıyla yola düşüp farklı topluluklarla yaşamayı ve birlikte üretmeyi deneyimledikten sonra şu anda Küçükkuyu-Edremit arasında salınmaktadır. Okumaya, paylaşmaya, hareket içinde araştırmaya devam ederken “birlikte yapmanın” peşindedir.