Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Yol olarak Barış: Beş Egzersiz

Inquiring Mind’ın bu sayısında Budizm’in farklı yolları üzerine bir yol olarak barış için Thich Nhat Hanh’ın basit ama derin egzersizlerini paylaşmak istiyoruz. Nhat Hanh, Bağlantılı Budizm’in ünlü bir savunucusu, bir barış aktivisti ve şair olan bir Zen keşişidir. Vietnam Savaşı sırasındaki yorulmak bilmez barış çalışmaları ile Martin Luther King Jr. tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Şu anda Fransa’da sürgünde yaşıyor ve dünya çapında farkındalıklı yaşam konusunda inzivalara öncülük ediyor. Aşağıdaki makale, Nhat Hanh’ın Toronto’daki halka açık konuşmasından (18 Haziran 1991) ve gaziler için Rhinebeck, New York’taki inzivasından (5-9 Haziran 1991) alıntılanmıştır. Bantları bizimle paylaştığı için Parallax Press’e (www.parallax.org) teşekkür ederiz.

Barbara Gates, Editör

Meditasyon pratiği bize huzur ve anlayış vermeyi amaçlar. Huzura erişmek için 10 ya da 20 sene pratik yapmamız gerekli değildir. Eğer doğru uygularsak, bir kaç saniye sonra huzur bulmaya başlarız. İçimizdeki ve etrafımızdaki huzura ulaşmak için çalışmaya devam edersek, nesnelerin doğasına derinlemesine bakmaya ve anlamaya başlarız. Bu anlayış bizi ızdıraplarımızdan özgürleştirme gücüne sahiptir.

Barış tohumları her birimizin içinde çevresinde mevcut. Bilincimizde, her çeşit tohumu taşıyoruz; öfke, kıskançlık ve savaş tohumları. Ancak aynı zamanda barış, anlayış ve neşenin de tohumlarını taşıyoruz.

Gündelik yaşamımızı farkındalıkla yürütmediğimizde, sadece mutsuzluğumuzun tohumlarını sular ve kızgınlık, öfke ve şiddet tohumlarımızı başkalarının sulamasına izin veririz. Acı, korku ve ıstırabın pek çok katmanı altına gömülmüş olan huzur, anlayış ve mutluluğun tohumlarını görmezden geliyoruz. Meditasyon uygulaması neşenin, anlayışın ve içimizdeki barışın tohumlarına dokunmayı amaçlar. Böylece bu tohumlara büyüme şansı verebilir ve onlardan beslenebiliriz.

Farz edelim ki, farkında olarak nefes alıp nefes verme çalışması yapıyorsunuz ve dikkatinizi gözlerinize getiriyorsunuz. “Nefes alıyorum, gözlerimin farkındayım. Nefes veriyorum, gözlerime gülümsüyorum.” Gözleriniz olduğuna dair bir iç görü edinmeye başlarsınız. Çoğu zaman kızgınlık, öfke ve korkuya o kadar çok takılırsınız ki gözleriniz olduğunu hatırlamazsınız. Görme engelli  insanlar görme kapasitesini yeniden kazandıklarında kendilerini cennete hissederler. Ancak bu unutma halinde yaşadığınız için cenneti de kaybetmişsinizdir. Güzel gökyüzünü, çayırları, çocukları görmek, etrafınızdaki huzur ve mutluluk tohumlarına dokunmak için gözlerinizi açmanız yeterlidir. 

“Nefes alıyorum, kalbimin farkındayım. Nefes veriyorum, kalbime gülümsüyorum.” Kalbinizle birlikte nefes alırken ve verirken, kalbinizin olduğuna dair bir iç görü edinmeye başlarsınız. Kalbinizin yıllardır sizin iyiliğiniz için gündüz ve gece çalıştığını fark edersiniz. Kalbinizin varlığını görmezden geldiğinizi ve günlük hayatınızı yaşama biçiminizde, içtiğinizde, yediklerinizde, endişelenişinizde ve sinirlenişinizde kalbinizi mutsuz ettiğinizi görürsünüz. Kalbinize gülümsediğinizde, onu şefkatle sulamış olursunuz. Şimdi kalbinize iyi bakmak için ne yapıp ne yapmamanız gerektiğini biliyorsunuz. Kalbinize sevgi dolu şefkat ile dokunduğunuzda neşe ve huzura temas etmiş olursunuz. 

Diş ağrınız var ise aydınlanmışsınızdır. Diş ağrınızın olmamasının harika bir şey olduğunu fark ediyorsunuz. Nefes alıp verir diş ağrınız olmadığını fark ettiğinizde neşeye, huzura dokunursunuz. Bu uygulama içimizde ve dışımızda yanlış olmayana dokunmaya çalışmaktır. Sadece dokunmak, sizi iyileştirir ve siz de yaşadığımız topluma şifa getirebilirsiniz. 

1. İçeri / Dışarı

İlk egzersiz nefes üzerine, Buddha’nın önerdiği üzere soluduğumuz havaya dokunma çalışmasıdır. Buna bilinçli nefes denir. “Nefes alıyorum, nefes aldığımı biliyorum. Nefes veriyorum, nefes verdiğimi biliyorum”.

Çoğu zaman bedeniniz ordadır, ancak zihniniz değildir. Zihniniz geçmişte ya da gelecekte kaybolmuş; endişe, kızgınlık, kaygı ve korkular tarafından ele geçirilmiş olabilir. Eğer bedeniniz ve zihniniz bir arada değilse, aslında siz de burada değilsinizdir. Çocuğunuz size gülümseyerek yaklaştığında onu görmezsiniz. Sizin için çocuğunuz gerçekten orada değildir. Yani çocuğunuz için müsait değilsiniz. Bu tip kayıpları önlemek için, yapmanız gereken nefes almak ve nefes vermektir. Birdenbire çocuğunuz keskin biçimde görmeye başlarsınız. Onun sizin çocuğunuz olduğunu ve sarılmaya ihtiyacı olduğunu bilirsiniz. Sonra sarılma meditasyonu yaparsınız. “Nefes alıyorum, çocuğum kollarımda capcanlı. Nefes veriyorum, çok mutluyum.”

Beden ve zihinlerimiz bir arada olmadığı için çoğumuz ölü gibi yaşarız. Farkındalık nefes alıp verme çalışmasını yapmaya başladıkça şimdiye geri dönmeye başlarız ve yaşadığımızı fark ederiz. 

Nefes alma-verme çalışması herhangi bir anda, otobüste giderken, araba kullanırken, havuç doğrarken, çamaşır yıkarken ya da meditasyon salonunda otururken uygulanabilir. Ve bu zor bir çalışma değildir. Ancak farkındalıkla nefes alıp vermek devrim niteliğinde bir eylem olabilir. Bizler geçmişin, geleceğin ve toplumun baskısı altıdayız. Televizyonlarımızın, arabalarımızın, endişelerimizin, kızgınlığımızın ve kayıtsızlığımızın kurbanıyız. Farkında olarak nefes alıp vermek direniştir, bizi kurban eden her şeyden özgürleştirir ve insan olarak egemenliğimizi geri alırız.

2. Çiçek / Taze

“Nefes alıyorum, kendimi bir çiçek gibi görüyorum. Nefes veriyorum, kendimi taze hissediyorum.” Hepimiz çiçek olarak doğarız. Çocukların gözleri tazedir, çiçekler gibi. Zaman zaman çok taze bir insan görürüz. Ona yakın oturmak isteriz çünkü o kişi çok canlandırıcıdır. 

Farkındalıkla nefes ile çiçeğinizi canlandırabilirsiniz. Sadece nefes alın,verin ve gülümseyin; ve işte başkalarına sunabileceğiniz bir çiçeğiniz var. Eğer çiçeğinize nasıl bakacağınızı bilmiyorsanız çöpe dönüşür. 

Çiçeğin elementleri bozulduğunda ve çöpe dönüştüğünde, çöpü tekrar çiçeğe dönüştürme gücüne sahipsiniz. Bu, Budizm’de çok derin bir öğretidir. Meditasyon yapan kişi şu anda çiçeğin içindeki çöpü görebilir. Derinlemesine bakmayanlar, çiçeğin çöp olacağını anlamak için beklemek zorundadır. Ancak derinlemesine bakan meditasyon uygulayıcısı, çöpün kompost haline geldiğini de, çöpteki çiçekleri de görebilir.

Çöp ve çiçekler iç içedir. Eğer çiçek çöpe dönüşme yolundaysa, çöp de yeniden çiçeğe dönüşme yolundadır. Budizm’deki ikilik olmayan öğretisi budur. Bu nedenle, içinizde bir miktar çöp -biraz ıstırap- olduğunu fark ederseniz, korkmazsınız. Eğer organik bahçe yapma sanatını biliyorsanız, acınızı neşe ve huzura dönüştürebilirsiniz. Bu çiçek/ taze çalışmasıdır. 

Nefes alırken gözlerinizle, ağzınızla, ellerinizle, bedeninizdeki bütün hücrelerinizle gülümsemeyi çalışırsanız ve yeniden taze bir çiçek olursunuz. Nefes verirken, sizden yayılana tazeliği hissedersiniz. Bu nedenle, kendinizi her sinirli ya da yorgun hissettiğinizde, çiçeğinizi sulamak için pratik yapmanız gerektiğini bilirsiniz. Şimdi siz taze ve neşe dolu hissettiğinizde herkes için umut vardır. Siz insanlığa ve tüm evrene hizmet ediyorsunuz. 

3. Dağ/ Sağlam

“Nefes alıyorum, kendimi dağ gibi görüyorum. Nefes veriyorum, sağlam hissediyorum.” Bu en iyi oturma pozisyonunda uygulanır çünkü çok stabildir. Bedeninizin istikrarı, zihninizin istikrarını da beraberinde getirir. Zaman zaman kendimizi kırılgan hissedebiliriz. Güçlü bir duygu, korku, kızgınlık ya da umutsuzluk gibi, bizi ele geçirir. Güçlü duygular onlarla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyorsak bizi mahvedebilir. 

Fırtınadaki bir ağacı gözümüzde canladıralım. Ağacın tepesine bakarsak, küçük dal ve yaprakların rüzgarda şiddetle sallandığını görürüz. Ağacın sanki her an kırılacakmış gibi çok kırılgan olduğu hissine kapılırız. Ancak gövdesine bakarsak toprağa sıkıca bağlandığını görürüz. Ağacın fırtınaya dayanabileceğini biliriz. 

Sen bir tür ağaçsın. Gövden göbek deliğinin biraz aşağısındadır. Duygu ve düşüncelerin yeri ise kafanın seviyesindedir. Umutsuzluk, korku ya da öfke gibi güçlü bir duygu tarafından ele geçirildiğinde fırtınanın olduğu bölgeyi terk edip karın bölgesine doğru inmeyi deneyebilirsin. Gövdeyi kucaklayabilir, nefes alıp verebilir ve karnınızın inip kalktığının farkına varabilirsiniz.

Pek çok insan duygularıyla nasıl başa çıkacağını bilmez. Güçlü bir duygu zihni ele geçirdiğinde yoğun bir ızdırap çekerler. Bazıları bu ızdıraba katlanamaz ve intihar eder. “Dağ/ sağlam“ çalışmasını güçlü bir duygunun bizi ele geçirdiği bu gibi zor anlarla yapmamız gerekir. “Nefes alıyorum, kendimi bir dağ gibi görüyorum. Nefes veriyorum, kendimi sağlam hissediyorum.“ Birkaç dakika sonra, düşündüğümüzden daha güçlü olduğumuzu fark ederiz. Duygularımızdan daha fazlasıyız. Kendimizi iyileştiriyoruz. 

4. Su / Yansıtma

“Nefes alıyorum, kendimi durgun bir su olarak görüyorum. Nefes veriyorum, olanları olduğu haliyle yansıtıyorum.“ Ajite olduğumuzda ya da güçlü bir duygu tarafından ele geçirildiğimizde, olanları berrak şekilde göremeyiz. Sadece iritasyonumuzu, umutsuzluğumuzu, öfkemizi dinlersek, gerçeğin sesini dinleyemeyiz. 

Buddha’nın canlandırıcı ayı
Gökyüzünün sonsuz boşluğu içinde seyahat ediyor
Eğer yaşayan kişinin zihin göleti durgunsa 
Ay kendini güzelce içine yansıtır

Bu güzel eski şiir, zihin gölümüz sakin olduğunda, ayın kendini suya yansıtacağını söyler. Ancak zihnimizde su sakin ise gerçek bize kendini gösterir. Bunlar Budist meditasyon çalışmasının iki adımıdır: samadhi ve vipassana. Samadhi sakinleştiren, durdurandır : kayıtsızlığı durduran, duygularımızı ve ajitasyonumuzu sakinleştiren. Vipassana şeylerin gerçek doğasını anlamak, özgürleşmek için iç görüye sahip olmak için derinlemesine bakmaktır. Sakin değilsek iç görüye sahip olmak için derinlemesine bakamayız. Vipassana uygulaması (iç görü meditasyonu) samadhi uygulamasını, samadhi uygulaması da vipassana uygulamasını içerir.

Alacakaranlıkta yürürken bir yılan gördüğünüzü varsayalım. Çığlık atarsınız. Ancak bir el feneri ile baktığınızda yılanın aslında sadece bir ip parçası olduğunu keşfedersiniz. Sakin olmadığınız için şeyleri berrakça görememişsinizdir. Gündelik hayatımızda sadece sakin olmadığımız için pek çok şeyi bozar ve bolca hata yaparız. Bu yüzden  sakinleşmek için “su/yansıtma“ çalışmamız gerekir. 

5. Boşluk /Özgür

“Nefes alıyorum, kendimi boşluk olarak görüyorum. Nefes veriyorum, kendimi özgür hissediyorum.” Boşluk özgürlüktür. Eğer yeteri kadar boşluğumuz olmazsa yavaş yavaş ölürüz. Birinin alışverişe gidip bir sürü şey aldığını varsayalım. Evi o kadar doludur ki evde hareket edeceği yeri kalmamıştır. Mutsuz olduğunu fark ettiğinde aydınlanır. Boşluğa sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu bilir. Bu yüzden gerçekten ihtiyacı olmayan şeyleri verir. 

İçimizde de boşluk olmayabilir. Yapmak istediğimiz pek çok projemiz, çokça kaygımız ve öfkemiz olabilir ki, kendimizi içimizdeki boşluktan mahrum bırakırız. 

İyi bir çiçek tasarımcısı olursanız, her bir çiçeğe gerekli boşluğu verirsiniz. Çiçek güzelliğini ve tazeliğini etrafına yansıtacağı boşluğa ihtiyaç duyar. Bu sebeple çok fazla çiçeğe ihtiyacınız yoktur. Sadece iki, üç ya da dört taneye ihtiyacınız vardır ve her çiçeğe boşluk verirsiniz.

Biz insanlar çiçekler gibiyiz. Boşluğa ve özgürlüğe ihtiyacımız var. Bu mutluğumuzun temel koşuludur. Eğer sevdiklerimizi boşluklardan mahrum bırakırsak, onlar da ölür. Eşimiz, çocuklarımız boşluğa ihtiyaç duyar, sadece dışarda değil aynı zamanda içerde. 

Bir gün Buddha keşişlerle ormandaymış. Dharma konuşmasına başlamak üzereyken yanlarına çok üzgün bir çiftçi gelmiş. Keşişlere kaçmış olan on iki tane ineğini görüp görmediklerini sormuş. ”Keşişler, sanırım öleceğim. Dünyadaki en mutsuz kişi benim.”, demiş çiftçi. Buddha da demiş ki, ”Bayım, ineklerinizi görmedik. Belki diğer yöne gitmişlerdir. Gidip orada arayabilirsiniz.” Çiftçi ayrıldıktan sonra Buddha keşişlerine demiş ki, ”Siz keşişler çok şanslısınız. Sizin hiç ineğiniz yok.”

Eğer boşluğa sahip olmak isterseniz, içinizde ve dışınızdaki ineklerinizi, nasıl bırakacağınızı öğrenmeniz gerekir. Öyleyse, dışarıda ne kadar ineğiniz olduğunu, içeride ne kadar ineğiniz olduğunu anlamak ve mutluluğunuz için vazgeçilmez olduğunu düşündüğünüz ne kadar çok şey olduğunu görmek için derinlemesine bakın. Projelerinizi, hırslarınızı, kaygılarınızı, endişelerinizi, sinirinizi görün. Herbirini tek tek serbest bırakmaya çalışın. Bırakma alıştırması yapın.

Thich Nhat Hanh
Inquiring Mind’in 1991 Güz sayısından (Cilt 8, No. 1)


Yazar Hakkında:
Vietnamlı Zen ustası Thich Nhat Hanh, 1967’de Dr. Martin Luther King, Jr. tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Onun hakkında daha fazla bilgi edinmek için, thichnhathanhfoundation.org adresindeki Thich Nhat Hanh Vakfı’nı ziyaret edin. 

Kaynak: Peace as a Path: Five Exercises, Thich Nhat Hanh
Çeviren: Yağmur Kutlar
Kapak Görseli: Pixabay – Pexel

Bir yorum bırakın

0/100

Total
0
Share