Her zaman böyle miydi bilmiyorum ama günümüz dünyasında isimlerimizin başındaki unvanları, içeriklerinden daha fazla önemser olduk sanki. Söz konusu uzak doğu sanatları olduğunda ise, bu unvanlar karmaşası daha da derinleşiyor.…
Son yazıma baktım da yazmayalı 3 sene olmuş.. İçimdekilerin bazıları aynı bazıları değişmiş.. Bir şeylerin değiştiğinin farkındayım epeydir, hatta bir şeyler karalasam yine ucundan kıyısından diye çok düşündüm. Beni tekrar…
Bu bir seminer sonrası yazısıdır. Oldukça kişisel bir bakış açısından ve söz konusu seminerin bu kişi üzerinde bıraktığı izlerden yola çıkılarak kaleme alınmıştır.
Öncelikle bir Aikido seminerinin nasıl bir şey…
Dojoya ilk adımımı attığım ve ilk kez bir "sensei" ile tanıştığım günü çok iyi hatırlıyorum. Ömür boyu süren dostlukların minderde başladığı anları, ilk sınavları ve hayatımın kilometre taşlarını...
Merak…
At binmekten, savaş sanatlarından, kılıç kullanıp ok atmaktan hoşlanan biri olarak alışılagelmiş "kız çocuğu" tanımından bir hayli uzak olduğumu kabul ediyorum. Kimilerine göre Aikido yerine daha "normal" hobilerim olsa daha…
Ne var şu Aikido'da? Her gün de gidilmez ki.. Evin yok mu senin demiyor mu Sensei'n? Yazık değil mi adama? Hem biz senin yüzünü göremiyoruz hiç. Bütün gün oradasın neredeyse.
Bir…
Sınav!! Okulla ilgili korkutucu bir sözcük. Sanırım özellikle de benim gibi ezber yapmaktan nefret eden öğrenciler için. Ee sonuçta bizim için sınav, aklımızı ezberlenmesi gereken dünya kadar eser, tarih, formül…