Savaş sanatlarıyla uğraşanlar usta-çırak ilişkisinin ne denli önemli olduğunu az çok bilir. Aikidoya yeni başladığım zamanları hatırlıyorum. İlk derste senpai’m (şimdi hem hocam hem yakın dostum) Can abiyle düşüş çalışmıştık. İnsan yeni bir motor beceriyi öğrenirken görsel hafızasını ve taklit etme kabiliyetini ciddi anlamda kullanıyor. Ben de senpai’min ukemilerini pür dikkat izleyerek ve tarzını taklit etmeye çalışarak bolca denemeden sonra nihayet ukemiyi sonunda öğrenmiştim.
İşte bu öğrenme hali başladıktan sonra usta-çırak ilişkisi de zamanla gelişiyor. Öğrenci, sanatın inceliklerini ustasından yıllar içinde gözlemleyerek, deneyimleyerek ve hatta zaman zaman sınanarak öğrenmeye uğraşıyor. Üstelik bu öğrenme hali sadece savaş sanatlarıyla sınırlı da kalmıyor. Öğrenci ustasıyla yol aldıkça onu tanıyor ve hayatın diğer alanlarında da ondan bişeyler kapmaya başlıyor. Usta bazı erdemleri öğrencisine farkında olarak veya olmayarak savaş sanatının açtığı kanaldan aktarıyor. Çırak yeni şeyler öğrendikçe, kendi tecrübelerini de üzerine eklendikçe ilerliyor ve bir süre sonra bir ustaya dönüşüyor. Çember tamamlanıyor.
Ustam Nehar Erenle bu konuları konuşurken bana savaş sanatlarındaki usta-çırak ilişkisini taktığımız kuşaklar ile açıklamıştı. Taoizmde;’Tao” kavramı başı ve sonu olmayan değişim ve dönüşümü anlatır. Savaş Sanatları da diğer herşey gibi bir akış halidir. Bu akış, sanatı ve erdemleri yeni nesillere aktarır. Savaş sanatlarına yeni başlayan bir öğrenci beyaz bir kuşak takar. Bu öğrenci (çırak) her yeni deneyimle beraber kuşağını beyazdan siyaha doğru tabiri caizse karartmaya başlar. Tüm bunlar olurken usta da tecrübelerini aktardıkça simsiyah kuşak beyazlar, yıprandıkça saflaşır ve ışığını ilettikçe kendi öğrenme haline döner. Böylece çember tamamlanmış olur. Kuşaklarla beraber artık erdemler de aktarılmıştır. Bu aktarımı sağlayan ustanın ring sporlarındaki karşılığı ”Köşedeki Adamlar”dır.
”Erdemli kişinin öğretisi birçok kişiyi etkileyebilir; bir nesil tarafından öğrenilenler, yüze aktarılabilir.”
Jigoro Kano
Bir kaç yıl önce, henüz pandemi illeti yokken bir dövüş sanatları müsabakasına girmeye karar verdim. Beni tanıyan arkadaşlarım bilir bazen ”aniden ben dövüşmeye gidiyorum” dediğim olur. Bu müsabaka da biraz öyle denk gelmişti. Tarihleri birkaç hafta önce öğrenip çantamı doldurup tartı sabahı saat 6.30da alandaydım. ( Tartı sabahı, tüm katılımcıların tek tek tartıldığı ve kilolarına göre rakiplerinin belirlendiği zaman oluyor.) Ben alana girdiğimde pek çok profesyonel sporcunun da müsabakaya geldiğini fark ettim. Sporcular kulüpleriyle, suyundan buzuna kadar tam hazırlıkla alana gelmişlerdi. Bense resmen çantamı alıp tek başına gelmiştim. Yanımda müsabaka ekipmanlarım dışında yedek eşofman bile yoktu. O sırada hocam Nehar Eren’e telefon edip durumu anlattım hemen. Bu arada Nehar hocam Amerika’dan yeni gelmiş ve hatta jet-lag durumundaydı. Tartılar bitti, ekipmanlar giyildi. Tam o sırada hocam da kalktı geldi. Maçlar başladı. Biz elimizden geleni yaptık ve sonunda finale kaldık. Molalarda hocam dövüşü okuyor, taktikler veriyordu. 2.raundda çok darbe almıştım ve kondisyonum da bitmişti. Devam edemeyeciğimi düşünüyordum. Hocam o sırada kenarda bana madalya önemli değil, eğlen ve kendini geliştirmeye bak, istediğin zaman maçtan çekilebilirsin dedi ve bırakacağımız maçı biraz moralle biraz da motivasyonla tamamlayabildik. Üstüne madalyamızı da aldık.
Köşedeki adam tıpkı savaş sanatlarındaki usta gibi öğrencisine sanatıyla birlikte pes etmemeyi, rakibine ve insanlara saygılı olmayı ve esasında insan olmayı bazen böyle bir maçta öğretebilir. Karşındaki rakiple savaşırken kafanı çevirirsin ve köşedeki adam oradadır. Tıpkı diğer savaş sanatlarında bir tekniği bir türlü yapamadığında ustanın o tekniği sana tekrar tekrar göstereceğini bildiğin gibi, köşedeki adamın da seni yensen de yenilsen de yalnız bırakmayacağını bilirsin. Ta ki sen o köşedeki adam olup, çemberi tamamlayana kadar.
Buradan bütün ustalarıma teşekkürler :)
Nehar Eren & Ozan Özgen
Ozan Özgen
Kapak Fotoğrafı: Tima Miroshnichenko from Pexels
Fotoğraf : Nehar Eren Akademi
2 Yorum
Müge Batırbek
Çok güzel bir aktarım Ozan hocam Çembere de çok güzel bir katkı Çemberin tamamlanmasını ve çoğalmasını dilerim
Ozan ÖZGEN
Dövüş Sanatlarının birleştirici gücüne inanıyorum. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.