Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Thich Nhat Hanh: Farkındalığın Mucizesi Üzerine

Ne zaman günlük yaşamımızda farkındalık pratiği yapsak, yaşamın güzelliklerine açıldığımızı ve dünyanın bizi iyileştirmesine ve beslemesine izin verdiğimizi söyler Merhum Thich Nhat Hanh.

Herkes içinde acı çekmenin tohumumu barındırır. Bu tohum bazen bilincimizin derinliklerinde uyuklarken bazen de çok belirgin bir enerji olarak ortaya çıkar. Acı ortaya çıktığında neşe veya mutluluk hissetmek zordur. Bilinçli nefes alma, dikkatli yürüme ya da dikkatli oturma pratiği içimizdeki acıyla başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Çektiğimiz acılar yalnızca kendi acılarımız değildir; içinde babamızın, annemizin ve onu bize aktarmış olan pek çok atamızın acısını da taşır. Bizim acılarımız aynı zamanda halkımızın, ülkemizin, toplumumuzun ve dünyamızın acılarını da yansıtmaktadır. Acılarımızın doğasını ve köklerini anladığımızda, şefkat ve sevgi ortaya çıkabilecektir. Evimize gider ve içimizdeki acıyla temasa geçeriz. Bilinçli nefes alma pratiği yaparak farkındalık ve konsantrasyon enerjisi üretiriz. Bunlar acılarımızı tanıyabileceğimiz ve kabullenebileceğimiz enerjilerdir. Farkındalık enerjisine sahip değilsek, acılar bizi boğabilir. Ancak nefes alıp verir ve bedenimizin gevşemesine izin verirsek, farkındalık ve konsantrasyon enerjisi üretebilir ve bu enerjiyle acımızı kucaklayabilir ve onu şefkatle sarabiliriz. “Sevgili acım, biliyorum orada, içimdesin. Seninle ilgilenmek için buradayım.”

Fotoğraf: Bashar Bazar (Pexels)

Acı ve Mutluluk Birbiriyle İlişkilidir

Cennet, Buda’nın Kutsal Toprakları veya Tanrı’nın krallığı gibi acının hiç olmadığı bir yer bulmak isteyen insanlar vardır. “Orada” acı olmadığını, yalnızca mutluluk olduğunu düşünebiliriz. Fakat derinlemesine baktığımızda, tıpkı çamur ve lotusun birbirinin içine geçmesi gibi, acı ve mutluluğun da birbirinin içine geçmiş olduğunu görürüz. Bir lotus yalnızca çamurda büyüyebilir. Eğer çamur olmasaydı, nilüfer çiçeği de olmazdı. Tıpkı çamur ve lotus arasında olduğu gibi, acı ve mutluluk arasında da çok yakın bir bağ vardır. Gerçek mutluluk, acı ve mutluluk hakkında doğru görüşe sahip olmakla mümkündür. Bu ön ve arka, sağ ve sol ile aynı şeydir. Sağ, sol olmadan var olamaz; sol da sağ olmadan var olamaz. Mutluluk acı olmadan var olamaz.

Mutluluk, mutsuzluk içermeyen unsurlardan oluşur; tıpkı çiçeğin çiçek olmayan unsurlardan oluşması gibi. Çiçeğe baktığınızda güneş ışığı, yağmur, toprak gibi çiçek olmayan unsurları görürsünüz – çiçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmak için bir araya gelmiş olan tüm unsurları. Eğer bu çiçek olmayan unsurlardan herhangi birini ortadan kaldıracak olsaydık, artık bir çiçek olmazdı. Mutluluk da bir tür çiçektir. Mutluluğa derinlemesine bakarsanız, acı da dahil olmak üzere mutluluk dışı unsurları görürsünüz. Acı çekmek mutlulukta çok önemli bir rol oynar.

Farkındalıkla yaşadığımızda, gün boyunca farkındalık, konsantrasyon ve içgörü enerjilerini üretebilecek şekilde yaşamaya çalışırız. Bunlar bize mutluluk ve doğru görüş dediğimiz berraklığı getiren enerjilerdir. Doğru görüşe sahip olduğumuzda, doğru düşünme pratiği yapma olanağımız olur. Doğru düşünme doğru görüşe dayanır; ayrım yapmama ve ikilik içermeme ile karakterize edilen düşünmedir. Doğru görüşe göre, acı çekmeden mutluluk olamaz. Düşüncelerimiz bize acı çektirebilir ama aynı zamanda bizi özgürleştirebilir de. Acılarımızı durdurmamıza yardımcı olması için doğru düşünmeye ihtiyacımız vardır.

Aynı ortamda yaşayan bir grup insandan bazıları mutlu bazıları ise mutsuz olabilir. Aramızda güneşin varlığını takdir etme ve ağaçlarla, sisle ve etrafımızdaki ve içimizdeki tüm yaşam nimetleriyle temasa geçme becerisine sahip olanlar vardır. Ancak bu harika şeylerle temas kurma becerisine sahip olmayan bazı insanlar da vardır. Onlar yalnızca acı çekmeyi görürler. Yaşamlarının koşulları mutlu olan insanlarınkiyle tamamen aynıdır, o halde neden bazı insanlar mutludur da diğerleri değildir? Cevap, mutlu olanın doğru görüşe sahip olmasıdır. Diğeri acı çekiyor çünkü doğru görüşe sahip değil, dolayısıyla düşüncesi de doğru düşünce değil. Acı çekmek görecelidir. Bir kişinin acı çekmesine neden olan bir şey başka bir kişinin acı çekmesine neden olmayabilir.

Fotoğraf: Ilo Frey (Pexels)

Bedende Tam Anlamıyla Var Olma

Farkındalıklı nefes alma ve farkındalıklı yürüme pratiği ile zihnimizi bedenimize geri getiririz. Beden ve zihin bir arada olduğunda, kendimizi şimdi ve burada konumlandırabilir ve yaşamla ve onun tüm harikalarıyla temasa geçebiliriz. Kendimize şöyle diyebiliriz: “Nefes alıyorum, bedenimin burada olduğunun farkındayım.” Nefes almak, bedene geri dönmek ve bedenle temasa geçmek zaten farkındalıktır – bedenimin burada olduğunun ve bir mucize olduğunun farkındalığı.

Hislerimiz, duygularımız ve algılarımız çoğu zaman bedenlerimizi ve zihinlerimizi ezip geçiyormuş gibi hissettirir. Farkındalık, tüm bu olup bitenlerle temasa geçmemize yardımcı olur. Beden, duygular ve algılar farkındalığımızın nesneleridir. İçimizde ve çevremizde farkındalığımızın nesneleri haline getirebileceğimiz pek çok başka güzel şey de vardır. Her sabah uyandığımızda nefes alabilir ve yaşam olan mucizeyle temasa geçebiliriz. Harika olan, bizi iyileştirebilecek ve besleyebilecek şeyler vardır. Farkındalık bizi bu şeylerle temasa geçirir. Farkındalığın ilk işlevi budur: bize neşe ve mutluluk getirir.

Çok Fazla Düşünmek

Düşünmek üretken ve iyi olabilir. Ancak çoğu zaman düşüncelerimiz üretken değildir. Düşüncelerimiz bizi şimdi ve burada olmaktan uzaklaştırır. Sadece şimdi ve burada gerçek yaşamla karşılaşabilir, bedenimizle ve yaşamın diğer nimetleriyle temas halinde olabiliriz. Düşüncelerimizin içinde kaybolduğumuzda, yaşam için orada olmayız. Tüm bu verimsiz düşünmeyi nasıl durduracağımızı öğrenmek çok önemlidir. Bu, düşünmenin doğası gereği kötü olduğu anlamına gelmez, çünkü aslında düşünmek iyi olabilir. Ancak düşüncelerimizin çoğu üzüntü, korku veya öfkenin ortaya çıkmasına neden olur. Hissetmeye başlamak için düşünmeyi bırakmayı öğrenmemiz gerekir. Bedeninizin varlığını, burada ve şimdi mevcut olan yaşam mucizelerini hissedebilirseniz, ihtiyacınız olan beslenmeyi ve iyileşmeyi güneş ışığından, temiz havadan, güzel ağaçlardan, ciğerlerinizden, nefes alıp verişinizden alabilirsiniz.

Nefes alırken bir kez daha bir bedeniniz olduğunun farkına varırsınız. Zihin ve beden arasında bir tür mutlu bir yeniden kavuşma yaşanır. Eve, şimdi ve buraya demir atmanız sadece birkaç saniye sürecektir. Hayatımızı gerçekten yaşayabilmek için şimdi ve burada olmamız gerekir. Geçmiş artık bizimle değildir ve gelecek de henüz burada değildir; yaşamın harikaları yalnızca şimdiki anda mevcuttur. Meditasyonun sırrı zihni eve, bedene getirmek ve şimdi ve burada olmaktır. Bu çok basittir. Düşünmeyi bırakmak fazlasıyla yardımcı olacaktır.

Farkındalık, Konsantrasyon ve İçgörü

Beden farkındalığı pratiği yaptığınızda, bedeniniz farkındalığınızın tek nesnesi haline gelir.

Nefes alıyorum, bedenimin orada olduğunu biliyorum. Nefes veriyorum, bedenimin orada olduğunu biliyorum.

Farkındalık bu şekilde güçlü ve odaklanmış olduğunda, konsantrasyon doğar. Bu durumda konsantrasyonunuzun nesnesi bedeninizdir. Farkındalık ve konsantrasyon yeterince güçlü olduğunda, gerçekliğe doğru bir atılım yapabilirsiniz; içgörü ve farkındalık elde eder ve yeni şeyler keşfedersiniz. Farkındalık veya Sanskritçe smrti ilk enerjidir. Farkındalık konsantrasyonu, samadhi’yi, ikinci enerjiyi getirir; farkındalık ve konsantrasyon birlikte içgörüyü, prajna‘yı getirir.

Meditasyon yapmak bu üç tür enerjiyi üretmek anlamına gelir. Bunların size dışarıdan gelmesini beklemek zorunda değilsiniz. Herkes kendi içinde farkındalık, konsantrasyon ve içgörü tohumlarına sahiptir. Dikkatli nefes alma, dikkatli yürüme ve dikkatli oturma pratiğiyle bu tohumların enerjiler olarak tezahür etmesine yardımcı oluruz. Bunlar aydınlanmış bir varlığı oluşturan üç enerji türüdür.

Bu enerjiler sizi uyandırır, bedeninizi ve zihninizi tamamen bir araya getirir ve sizi yaşamın tüm nimetleriyle temasa geçirir. Kaçmayı ve mutluluğu başka bir yerde bulmaya çalışmayı bırakırsınız. Mutluluğun şimdi ve burada mümkün olduğunu görürsünüz.

Orada olanın tamamen farkında olduğunuzda ve bu farkındalığı koruyup konsantrasyonu canlı tutabildiğinizde, içgörü ortaya çıkar. Bu içgörü sizi endişelerinizden, korkularınızdan, arzu ve arayışlarınızdan kurtarmaya yardımcı olabilir. İçgörü sayesinde, tam burada, şu anda mutlu olmanız için fazlasıyla yeterli koşul mevcut olduğunu fark edersiniz. Bu içgörü özgürlük, neşe ve mutluluk getirir.

İçinizdeki Kutsallık

Farkındalık, konsantrasyon ve içgörü enerjileri nefes alırken, yürürken, otururken ve diğer tüm günlük faaliyetlerinizde farkındalık pratiği yaparak oluşturulabilir. Bu üç sağlıklı enerjinin içinde yaşadığınızda enerjiler içinizde kutsallık hissi uyandırır.

Kutsallıktan bahsediyoruz ama çoğu zaman bunun tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Bana göre kutsallığın farkındalık, konsantrasyon ve içgörüden oluştuğu çok açıktır. Bu üç enerjiye sahip olduğunuzda, bir buda, aydınlanmış bir kişisinizdir. Hristiyanlıkta Kutsal Ruh’tan bahsederiz. Kutsal Ruh, farkındalığa, konsantrasyona ve içgörüye sahip olduğumuzda orada bulunan mevcudiyetin niteliği olarak yorumlanabilir. Bu üç enerjinin olduğu her yerde yaşam vardır, şifa vardır, beslenme ve mutluluk vardır. Dolayısıyla kutsallık enerjisini yaratmak mümkündür. Bu kutsallık enerjileri içinizde olduğunda, artık acı çekmezsiniz; özgürsünüzdür. Size “Kutsiyetiniz” diyebilirim. Farkındalık, konsantrasyon ve içgörü enerjisini nasıl üreteceğini bilen herkes kutsal olabilir. Farkındalık, konsantrasyon ve içgörü enerjisi üretmek çok zor değildir. Bu çok zor bir şey değildir.

Çay doldurduğumda, çayı farkındalıkla dökmeyi severim. Çayı dikkatle döktüğümde zihnim geçmişte, gelecekte ya da projelerimde olmaz. Zihnim çayı dökmeye odaklanır. Tamamen çay dökme eylemine konsantre oluyorum. Çay dökmek farkındalığımın ve konsantrasyonumun tek nesnesi haline geliyor. Bu bir zevktir ve aynı zamanda pek çok içgörü de getirebilir. Çayın içinde bir bulut olduğunu görebiliyorum. Dün o bir buluttu ama bugün benim çayım. İçgörü çok uzakta olan bir şey değildir. Farkındalık ve konsantrasyonla sizi özgürleştirecek ve size mutluluk getirecek içgörüyü geliştirmeye başlayabilirsiniz.

Nefes alma farkındalığı, çay dökme farkındalığı, çay içme farkındalığı, yürüme farkındalığı, diş fırçalama farkındalığı ve benzeri farkındalıklar vardır. Farkındalıkla nefes aldığınızda, dikkatinizi yalnızca tek bir şeye odaklarsınız: nefes alışınıza ve nefes verişinize. Bu, nefesinize konsantre olmaktır. Nefesinize gerçekten konsantre olduğunuzda, içgörü hemen gelebilir. Tamamen canlı olduğunuza dair bir içgörü edinebilirsiniz ve böylesine canlı olmak bir mucizedir.

İçgörü Çok Uzakta Bir Şey Değildir

İçgörü aydınlanmadır, uyanıştır. Yaşıyor olduğunuz gerçeği konusunda aydınlanırsınız. Burada olduğunuz, hala hayatta olduğunuz mucizevi gerçeğine bir kez daha uyanırsınız. Farkındalıkla nefes aldığınızda gerçekleşebilecek pek çok içgörü vardır. Nefes alırsınız ve bacaklarınızın hala yürümek, zıplamak ve koşmak için yeterince güçlü olduğunu fark edersiniz. Yürüme alıştırması yaptığımda, hala yürüyebildiğim için çok mutlu ve minnettar oluyorum. Benim kuşağımdan pek çok arkadaşım artık yürüyemiyor.

Farkındalık, konsantrasyon ve içgörü sayesinde her adım neşe ve mutluluk enerjisi üretebilir. İşte meditasyon budur. Zihninizi bedeninize getirmek, kendinizi şimdiki ana yerleştirmek ve yaşamın güzelliklerine dokunmak, neşe, mutluluk ve özgürlüğü burada ve şimdi mümkün kılar. Bunu herkes yapabilir.

Herkes çayını dikkatli bir şekilde dökebilir. Herkes çayını farkındalıkla içebilir. Geçmişi veya geleceği düşünmek yerine, farkındalığımızı çay içmeye odaklarız. Tamamen şimdi ve burada mevcut oluruz. Dokunduğumuz tek şey çaydır. Bedenimin farkına varırsam ve şimdi ve burada kendimi var edersem, gerçek olurum. Ben gerçeksem, hayat da gerçektir. Elimde tuttuğum çay gerçektir. Ben gerçek olduğum için çay da gerçek olur. Çay ve benim aramdaki karşılaşma gerçektir; bu gerçek hayattır. Eğer korku, öfke veya düşüncenin etkisi altındaysanız, gerçekten orada değilsinizdir ve çayınız da gerçekten orada değildir. Bu gerçek yaşam değildir.

Fotoğraf: Mykola Osmachko (Pexels)

Farkındalık Enerjisi Üretme

Farkındalığın enerjisi her şeyi gerçek ve canlı kılar. Farkındalıklı yürüme, farkındalıklı oturma ve farkındalıklı nefes alma pratikleri farkındalık enerjisinin üretilmesine yardımcı olur. Bunlar temel uygulamalardır. Ayrıca farkındalıkla duş alabilir ve duş alırken tüm zamanın tadını çıkarabilirsiniz. Kahvaltınızı hazırlarken, farkındalığın her an orada olmasına izin verirseniz, bu gerçek bir mutluluk zamanı olabilir. Bulaşıkları da aynı şekilde yıkayabilirsiniz; suyla temasa geçmek ve her bir tabağı ve kaseyi farkındalıkla yıkamak bir keyif olabilir. Acele edip bitirmek zorunda değilsiniz. Bulaşıkları yıkamanın keyfini çıkarabilirsiniz. Bu şekilde bulaşık yıkamak, oturma meditasyonu veya yürüme meditasyonu yapmak kadar derinlikli ve kutsaldır.

Tuvalete gittiğinizde, farkındalık içinde çişinizi yapmayı seçebilirsiniz. Zaman ayırabilir ve çişinizi yapmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Niye acele edelim? Bu zaman bize yaşamamız için verilmiştir. Çişinizi yaptığınız süre esnasında mutluluk ve özgürlük mümkündür. Gidip başka şeyler yapabilmek için aceleyle çişinizi yapmanıza gerek yoktur. Bu yüzden meditasyon merkezlerinde tuvalete bir saksı koyarız, buranın aynı zamanda bir meditasyon salonu olduğunu hatırlatmak için. Duş almak, kahvaltı hazırlamak ya da çiş veya kaka yapmak için ayırdığınız zamanın tadını çıkarın. Bu çok keyifli olabilir. Dişlerinizi fırçalarken, özgürlüğü ve neşeyi mümkün kılacak şekilde fırçalayın. Diş fırçalamak için iki ya da üç dakikanız var. Onları mutlu anlar haline getirin. Dişlerinizi fırçalarken mutlu olabiliyorsanız, ceketinizi iliklemek de bir zevk olabilir. Farkındalık ve konsantrasyonla, bize verilen her anın tadını çıkarabiliriz. Bu yaşama sanatıdır.

Çeviren: Esra Çimendağ
15 Aralık 2023

Yazının orijinali: Thich Nhat Hanh on The Miracle of Mindfullness
Kapak Fotoğrafı: Mykola Osmachko (Pexels)

Bir yorum bırakın

Total
0
Share