Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bazen Açık

Sırtını nereye yasladığın önemli bu hayatta. Sağlam dostluklar, güven veren ilişkiler ve işbirlikleri, dürüst ve net söylemler ve en önemlisi de… içerdekiler. Gün geliyor kolaylıkla içimdeki destekleri bulabiliyorum. Yav be ne sağlam, ne dengeli her şey. Çok da aldanmamak gerek böyle şeylere. Bir vardır, bir yoktur.

Uzun uzun yollara düşüp de  bilmediğim yerlere gitmeyeli epey olmuştu. Yola düşmeden yerim hazır, gözetildiğimi o kadar net hissediyordum ki. Bunun üzerine neler aksi giderse gitsin huzurumu bozamazdı. Bunu yazdığım an bir macera yaratmak için harika bir fırsattı. Güzel bir akşam ve muhabbet, onun geçmemiş etkisi ile yola çıktık, hedef otogar. 3 dakika kala otobüse bindiğimde ne bacaklarım tutuyor ne de zihnim dinginleşebiliyordu. Hayatta en korktuğum şeylerden biri, otobüs/ uçak kaçırmak. Dizlerim titreye titreye otogara girdiğimizde yine de o varacağım odanın sıcaklığı da sırtımdaydı. İçimdeki destekleri kaybettiğimde güven dolu sesi ve mesajlarını hatırladım arkadaşlarımın.  Birkaç gün sürdü olduğum yere varmam. Bazen bir şeyleri unutuyor, bazen de unutmamak için uzun uzun kendimi organize etmeye çalışıyordum. Kafam dağınık değil sadece olağan örüntüsüyle hareket ediyordu. Bankamatik’ten para çekmeye gidip kartı alıp parayı bıraktığımı saatler sonra fark ettim. Kendimi daha hızlı öfkelenir buldum. Sonra ne oldu ne değişti bilemiyorum ama o beni kucaklayan ve alan açan dostlar dışında kendimi de desteklemeyi hatırladım. Fiziksel çalışmanın ve odaklı bir dönemin başlangıcı bu destekleri de geri getirmişti.

Hızlı akan bir hayatın içinden burada her yere yürüyerek 15 dakikada ulaştığım bir düzene geçince ne kadar verimli olabileceğimi de görmüş oldum. Gün başlıyor, sohbetler oluyor, arada bilgisayar başı çalışmalar ve gün içi yoğun bir eğitim. Gün içinde kendimle ve yapmayı sevdiğim şeyle uğraşıp öğrenci olmanın tadını çıkarıyorum. Gün bittiğinde hala elim telefona gidip gün içinde biriken mesajları ve cevapsız aramaları göz ucuyla görmek istiyor ancak gün geçtikçe bu da azalıyor. 

 

Destekler önemli bu hayatta, bazen fiziksel, bazen zihinsel. Şimdilerde ikisini de yoğun yoğun yaşıyorum. Ve en güzeli de içerdekileri bulmak. Kendime güvenimi ve hata yapma fırsatımı hatırladım. Yoğunluğun getirdiği bir sadeleşme, desteklerin getirdiği rahatlık ve içerdeki gücü bulmanın getirdiği bir güven geliyor. Zamanla daha da iyi anlayabileceğim ya da içselleştirebileceğim bir şey sanki bu. Anlatmakla olacak şey değil. 

Ve bu sabah biraz huzursuz bir rüya ile uyandığımda bunu neye yorumlayabilceğimi düşünmeden sadece yazdım. Gün içinde hiç aklıma bile gelmedi. Akşam sofraya oturduğumuzda bir anda yeniden aklıma geldi rüya, artık rahatsız etmiyor ve bana destek alamadığım zamanların çaresizlik hissiyle “saldırgan” ya da “özensiz” olma halimi hatırlattı. Tam da buraya geldiğimdeki ilk günlerdeki varamamışlık hissi, içimdeki hız ve dengesiz öfke hali gibi. Öyle ya da böyle bazı rahatsızlıklar iyi ki varlar, onlarla kalmayı denedikçe “şimdi bak bir daha” dedirten renkler ve dokular görüyorsun. Güvenimi neden kaybettim diye sorup da kendimi ve çevremi yıpratmadığımda; güveni yeniden tahsis edebileceğim şeylere yönelebiliyorum. Dengesiz ama zayıf hisssettiğimde öfke ve kızgınlığı içerdeki destekleri bulmak için kullanabilmeyi deniyorum. 

Bazen açık bazen kapalı, bazen sessiz bazen sesli. Şimdi bu dengeleri destekleri git-gellerimle buluyorum. 

7 Şubat 2024 / Datça

Yağmur Kutlar

Leave a comment

Total
0
Share